KERBELA ÇİÇEĞİ

Bir özlemin buruğundaydı kerbelaçiçeği;

Bir filiz, daha yeni açılmış bir gonca,

Bir haykırıştır zamanının kerbela'sında,

İffetinde bir melek,

Cesaretinde ise bir aslan misali.

Âdem, Havva'yla tamamlandı,

Ali, Fatıma'yla baş koydu yola,

Süleyman, Selma ile

Malik'se Meryem'le can verdi;

Bende, seninle beraber can buldum,

Seninle, koyuldum yola,

Seninle, bildim hayatın unutulmaz anlamını,

Bir sözcümüz vardı yolda;

İsmi ŞEHADET.

Ve bir gözcümüz vardı yolda;

Her yanı RAHMET.

Sen oldun şafağın müjdecisi,

Bense o şafağı özleyen bir garip,

Sen oldun gönüllerin Hüseyin'i,

Zeynep oldu Hüseyin'lerin yareni,

Kuyularda Yusuf'tun her zaman,

Ve sen yalnızlığın müfessirisin,

Hira'nın yankısı,

Kerbela'nın haykırışı,

Necef'in elemi,

Rebeze'nin yalnızlığı oldun sen!

Filizlenmekte senin için Kerbela çiçekleri,

Kokuları Şehadet saçar her tarafa,

Özlemleri, özgürlüğe endeksli,

Sevdaları, özgürlüğün müjdeleyicisi,

Bu özlem sancısının iklimi,

Baharın devrim gülleridir.

Bu rahmet yağmurlarıdır yağan.

Filizlenen çiçekler,

Masumluğunu andırır

Ve sen oldun âlemin kokusu,

Cihat hececiği,

Ey kerbelaçiçeği.!

MUZAFFER ÇİVİ

HAKKÂRİ

                                                            Email: muzaffer_civi@hotmail.com