İMAM ALİ NAKİ VE İMAM HASAN ASKERİ (A.S)’IN YAŞANTILARIYLA İLGİLİ HADİS VE RİVAYETLER

 

 

Birinci Bölüm: Şahsî Özellikler

1- İmamet Özellikleri

Şeyh Mufid (r.a) diyor ki:

“Ebu Cafer (İmam Muhammed Taki -a.s-)’den sonraki İmam, oğlu Ebu’l-Hasan Ali bin Muhammed (İmam Hadi -a.s-) idi. Çünkü imamet özellikleri onda toplanmıştı, fazilette mükemmeldi ve ondan başka varis olan bir kimse yoktu.”[1]

2- Askerî Diye Adlanmasının Sebebi

İbn-i İmad-i Hanbelî diyor ki:

“İmam Hadî (a.s)’a “Askeri” demişlerdir; çünkü Mütevekkil’in yanında O’nun hakkında dedikodu yaptılar. Bundan dolayı İmam (a.s)’ı Medine’den celp edip ordugahı olan Samerra’ya yerleştirdiler. Samerra’ya “Asker” (ordugah) denilmesinin sebebi, Mutesim o şehri yaptığında askerini oraya intikal ettirdiği içindir. İşte bundan dolayı oraya “Asker” (ordugah) ismi verilmiştir.”[2]

3- Fazilet ve Necabeti

Ubeydullah bin Yahya el-Hakan diyor ki:

“Eğer İmam Hasan Askeri (a.s)’ın babasını (İmam Hadi’yi) görmüş olsaydın, onu çok cömert, necabetli (şeref ve hasep yönünden mükemmel) ve faziletli bir kimse olarak görürdün.”[3]

4- Yüzüğünün Nakşı

Kef’âmî diyor ki:

“İmam Hadi (a.s)’ın yüzüğünün kaşının nakşı (yazısı) şöyleydi:

“Hıfz’ul- uhud min ahlak’il- ma’bud” (Ahitleri korumak -taahhüde bağlılık- İlahî ahlaklardandır.)

Şöyle olduğunu da demişlerdir:

“Allah-u Rabbî, ve huve ismetî min halkıhi” (Allah benim Rabbimdir; O, beni yaratıklarından koruyandır.)[4]

5- Başından Nur Saçması

İmam Hasan Askerî (a.s)’ın cariyesi şöyle diyor:

“İmam Hasan Askeri (a.s) uykuda olduğunda, O’nun başının yanından göğe doğru bir nurun saçtığını görüyordum.”[5]

6- İmam Hasan Askeri (a.s)’ın Yüzüğünün Nakşı

Kef’âmî diyor ki:

“İmam Hasan Askerî (a.s)’ın yüzüğünün kaşının nakşı (yazısı) şuydu:

“İnnellahe şehidun” (Allah Tanıktır).

Bir rivayete göre ise şuydu:

“Subhâne men lehu mekalîd’us- semavati ve’l-arz” (Yer ve göklerin anahtarları elinde olan Allah münezzehtir.)[6]

7- Konuşması

Kâfurî diyor ki:

İmam Hasan Askeri (a.s)’ın özelliklerinden biri de, susmasıydı. Konuştuğunda ise hikmet, ilim ve Allah’ın zikrinden başka bir şey söylemezdi.”[7]

İkinci Bölüm: İbadet

8- Kendisini İbadete Ataması

İbn’ul- İbâd el-Hanbelî diyor ki:

Ebu’l-Hasan Ali bin Cevad (İmam Hadî -a.s-), fakih (çok bilgin), İmam ve mütaabbid (kendisini ibadete atayan) birisiydi.”[8]

9- Namaz Kılması

Şeyh Tusî diyor ki:

“İmam Hadi (Ali Naki -a.s-), üçüncü rekatta “Hamd” suresiyle “Hadid” suresinin evvelinden “innehu alîmun bi-zat’is- sudur”a kadar, dördüncü rekatta ise “Hamd” suresiyle “Haşr” suresinin son kısmını okuyordu.”[9]

10- Sürekli İbadet Etmesi

Salih bin Ali’nin vekilleri (zindandaki bekçileri) İmam Hasan Askeri (a.s) hakkında) şöyle demişlerdir:

“Gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadetle geçiren, konuşmayan ve ibadetten başka bir şeyle meşgul olmayan bir kimse hakkında ne diyebiliriz!”[10]

11- Geceyi, Namaz Kılmak ve Kur’an Okumakla Geçirmesi

Bir rivayette şöyle geçmiştir:

“Ebu Muhammed (İmam Hasan Askerî -a.s-), kendi zamanının en çok ibadet edeni ve Allah’a en çok itaat edeni idi. O, geceleri namaz kılmak, Kur’ân okumak ve Allah’a secde etmekle sabahlardı.”[11]

12- Namazda Kalbiyle Allah’a Yönelmesi

Seyyid bin Tavus diyor ki:

“İmam Hasan Askerî (a.s) namazda, kalbi ve bütün vücuduyla ve varlığı yaratan ve hayat bağışlayan Allah’a yöneliyordu. Namaz kıldığı zaman dünya işleri için kollarını sıvamaz ve onlara önem vermezdi.” [12]

13- Uzun Secdeleri

Muhammed-i Şakirî diyor ki:

“İmam Hasan Askerî (a.s) ibadet mihrabında oturarak secdeye kapanıyor, ben ise uyuyordum. Kalktığımda onu yine secde halinde görüyordum.”[13]

14- Kur’ân Ayetleriyle Terennüm Etmesi

İbn’ul- İmad el-Hanbelî diyor ki:

“İmam Hasan Askerî (a.s), Kur’ân’ın vaade ve vaitleri (müjde ve tehditleri) hakkındaki ayetlerle terennüm (zemzeme) ediyordu.”[14]

15- Allah’a Yaklaştıran Her İbadeti Yapması

Kureşi rivayet etmiştir ki:

“İmam Hasan Askerî (a.s), kendisini Allah’a yakınlaştıran her ibadeti yapıyordu. Müstehap ibadet, namaz veya müstehap oruçların hiçbirini terk etmezdi.”[15]

Üçüncü Bölüm: Dualar

16- Ey Nur!

Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:

“Ali bin Muhammed el-Hadi (İmam Ali Naki -a.s-) duasında şöyle diyordu:

“Ey nur, ey burhan (hüccet), ey aydınlık saçan, ey aşikar eden, ey rabbim! Beni şerlerin şerrinden ve zamanın âfetinden koru ve sûra üflenecek gün kurtuluşu senden diliyorum.”[16]

17- Ey Rabliğinde Tek Olan!

Seyyid bin Tavus diyor ki:

İmam Hadi (Ali Naki -a.s-) kunutta şu duayı okuyorlardı:

“Ey Rabliğinde tek ve vahdaniyetinde bir olan! Ey ismiyle gündüzü aydınlatan, kendisiyle nurlar nur saçan; emriyle gecenin karanlığı kararan; yağmuruyla sele benzer yağmurlar yağan (ırmaklar dolup taşan)! Ey çaresizleri çağırdığında icabet eden, korkanlar kendisine sığınan ve derken onları güvende kılan Allah...”[17]

18- Ey Aziz!

Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki:

“Hasan’ul- Askeri (a.s) duasında şöyle diyor:

“Ey izzetliğinde aziz olan aziz; izzetliğinde aziz olan aziz ne de azizdir! Ey aziz, beni izzetinle izzetlendir; yardımınla bana yardımda bulun; şeytanın vesveselerini benden uzaklaştır; korumanla beni koru; engellemenle düşmanları benden engelle ve beni en iyi kullarından kıl.”[18]

19- Güneş Doğmadan Önceki Dua

Şeyh Tusi (r.a) diyor ki:

İmam Hasan’ul- Askeri (a.s) güneş doğmadan önce şu duayı okuyordu:

“Ey kendisinden önce evvel olmayan evvel! Ey kendisinden başka son olmayan son! Ey kadimliği (ezeliyeti) için nihayet olmayan kayyum (her şeyi ayakta tutan)! Ey izzeti için bir kesintilik olmayan aziz! Ey saltanatında zafiyet olmayan musallat! Ey nimetinin sürekliliğiyle kerim olan! Bu vasıfları ihtiyaçlarımın karşısında sana takdim ediyorum ve Muhammed ve âl-i Muhammed’e salat ve rahmet etmeni istiyorum.”[19]

20- Sabah Duası

Seyyid bin Tavus diyor ki:

İmam Hasan Askeri (a.s) her günün sabahı şu duayı okuyorlardı:

“Ey her büyüğün büyüğü! Ey ortağı ve veziri (yardımcısı) olmayan! Ey güneşi ve nurlu ayı yaratan! Ey korkup sığınak arayanın sığınak ve koruyucusu! Ey bukağılanmış esiri azat eden (kurtaran)! Ey küçük çocuğun (bebeğin) rızkını veren!... Ölüme ve kederine, kabre ve vahşetine karşı bana yardımcı ol.”[20]

21- Kunutta Okuduğu Dua

Seyyid bin Tavus diyor ki:

İmam Hasan Askeri (a.s) kunutta şu duayı okuyordu:

“Nimetlerine şükür olarak, onların artmasını isteyerek, şükrü kendisine ve kendisinin yardımıyla halis kılarak, nankörlükten, azamet ve yüceliğini inkar etmekten kendisine sığınarak hamd olsun Allah’a; o kimsenin hamdı gibi ki, sahip olduğu her nimetin, Rabbi tarafından olduğunu ve kendisine ulaşan her cezanın ise, kendi eliyle işlemiş olduğu kötü suçlardan dolayı olduğunu bilmektedir.”[21]

22- Kunuttaki Duası

Seyyid bin Tavus (r.a) diyor ki:

İmam Hasan Askeri (a.s) namazının kunutunda şu değerli duayı okuyorlardı:

“Ey nuru karanlıkları örten! Ey kutsîyle sert ve sarp yolların toz-dumanı aydınlanan! Ey yer ve göktekilerin kendisine huzu ve huşu ettiği zat! Ey her kibirlenip haddi aşan zorbacının kendisine itaat etmekle boyun eğdiği yüce Allah!... Tövbe ederek yoluna tabi olanları bağışla.”[22]

23- Ramazan Ayının Nafileleri Arasında Ettiği Dua

Seyyid bin Tavus, İmam Hasan Askeri (a.s)’ın duasında şöyle dediğini rivayet etmektedir:

“Allah’ım, kesin olan büyük emrinden, hüküm ve takdir ettiğin şeyde, kadir gecesinde hikmetli emrinden halka bağışladığın ve belirlediğin şeyde, beni evini ziyaret eden, hacları kabul olan ve çabaları mükafat kazanan hacılardan karar kıl...”[23]

24- İmam Hasan Askerî (a.s)’ın Hırzı

Seyyid bin Tavus (r.a) diyor ki:

İmam Hasan Askeri (a.s)’ın hırzı (muskası) şöyleydi:

“Ya uddetî inde şiddetî veya ğavsî inde kurbetî veya munisî inde vahdetî, uhrisnî bi-aynikelletî lâ tenamu veknufnî bi-ruknikellezi lâ yuram.”

“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Ey sıkıntıda hazırlığım (dayanak ve gücüm), keder ve üzüntüde sığınağım! Ey yalnızlıkta munisim! Beni, uyumayan gözünle koru ve gevşemeyen kudretinle gözet.”[24]

Dördüncü Bölüm: Ahlak

25- Zahitçe Yaşamı

İbn-i İmad el-Hanbelî diyor ki:

Mütevekkil’e: “İmam Hadi’nin evinde silah ve malzeme vardır, senin aleyhine ayaklanmak istiyor” dediklerinde, İmam (a.s)’ın evine saldırmalarını emretti. İmam (a.s)’ın evine girdiklerinde İmam’ın odasının kapısının kapalı olduğunu ve  O’nun üzerinde yünlü bir cüppe olduğu halde namaz kıldığını ve altında bir sergi bile olmadığını gördüler.”[25]

26- Özellikleri

İbn-i Şehraşub diyor ki:

“İmam Hadi (a.s) güzellik (sima) açısından insanların en güzeli, konuşma açısından onların en doğru konuşanı, yakından onların en tatlısı, uzaktan ise onların en mükemmeli idi. Sustuğunda vakarlık ve heybeti çoğalırdı; konuştuğunda ise azamet ve yüceliği artırdı.”[26]

27- Hizmetçinin Halini Gözetmesi

Hizmetçi Nadir diyor ki:

“İmam Hasan Askeri (a.s), hizmetçilerden biri yemek yediği zaman, yemeğini bitirmedikçe onu konuşmaya mecbur etmezdi.”[27]

28- İhsanı, Camide Bulunması ve Dünyaya Rağbetsizliği

Yahya bin Herseme diyor ki:

“İmam Hadi (a.s), Medine halkına ihsanda bulunuyor, sürekli camide oturuyor ve dünyaya karşı rağbetsiz ve meyilsiz idi.”[28]

29- Ashaba Öğüt Vermesi

Allame Meclisi (r.a) diyor ki:

“Ebu Muhammed (İmam Hasan Askeri -a.s-) sürekli ashabına öğüt verir, ahiret yurdunu onlara hatırlatır ve onları dünya fitneleri ve aldatmalarından sakındırıyordu. Öğütlerinden biri de şuydu:

“Siz, kısa müddet ve sayılı günler içerisindesiniz; ölüm ise amansızca geliyor. Kim hayır ekerse, saadet biçer; kim de şer ekerse, pişmanlık biçer.”[29]

30- Sabrı ve Affı

Kureşi diyor ki:

“İmam Hasan Askeri (a.s), insanların en sabırlısı ve öfkesini en çok sindiren idi; kendisine kötülük yapanı ise âffediyordu.”[30]

31- Başkaları Açısından İmam Hasan Askeri (a.s)

Ahmed bin Ubeydullah bin Hakan diyor ki:

“Samerra’daki Alevilerden, siret (davranış), sükunet, vakâr, iffet, şeref ve keramette, âilesi ve Benihaşim yanında Hasan bin Ali (İmam Hasan Askeri –a.s-) gibi birisini görmedim.”[31]

32- İbn-i Şehraşub Açısından İmam Hasan Askeri (a.s)

İbn-i Şehraşub diyor ki:

“İmam Hasan Askeri (a.s) her çeşit ayıptan (noksanlıktan) beri, gaibe emin, yaşlı olmaksızın vakâr madeni, (ayıp ve hatalara) göz yuman, eli geniş (cömert), çok hediye veren ve iyi vefa edendi.”[32]

33- İftarı

Davud bin Kasım el-Caferi diyor ki:

“İmam Hasan Askeri (a.s) oruç tutardı; iftar ettiğinde ise biz de onunla birlikte, kölesinin mühürlü bir torbada kendisine götürdüğü yemekten yerdik. Ben de onunla birlikte oruç tutardım.”[33]

34- Asrının Yegane Efendisi

İbn-i Sabbağ diyor ki:

“...İmam Hasan Askeri (a.s), asrındaki insanların efendisi (büyüğü), zamanındaki halkın İmam’ı, sözleri sağlam ve işleri övgüye değer idi. Eğer zamanındaki bilginler kaside olurlarsa, o kasidenin beytinin şahı idi; tozuna yetişilmeyen ilim binicisiydi; ilmin vazıh ve açık olmayan yönlerini açıklayandı; öyle ki kimse o konuda onunla mücadele ve münakaşa yapamazdı; isabetli görüşüyle hakikatleri keşfedendi.”[34]

Beşinci Bölüm: Siyaset

35- Hz. Ali’ye Selam Göndermesi

İmam Hadi (Ali Naki –a.s-), Emir’ul-Müminin Ali (a.s)’ın kabrinin kenarında durarak şöyle derdi:

“Selam olsun sana ey Allah’ın velisi; tanıklık ediyorum ki sen, İslam’da ilk mazlum ve hakkı gasp edilen ilk şahıssın; Allah’ın rızasını ve O’nun mükafatını kazanmak için sabrettin; nihayet yakin (ölüm) gelip sana ulaştı.”[35]

36- Ashabına Yardımda Bulunması

İshak bin Aban diyor ki:

“...İmam Hasan Askeri (a.s), ashap ve şiilerinin yanına bir adam göndererek onlara şöyle bir mesaj iletiyordu:

“Falan ve filan yere gidin. Gece vakti yatsı namazından sonra falan oğlu filanın evine gelerek beni orada bulabilirsiniz.”

...İmam (a.s)’ın kendisi herkesten daha çabuk oraya giderdi. Ashap ihtiyaçlarını O’na söyler ve O da onları karşılardı.”[36]

37- Esrardan Haberdarlığı

Ali bin Sinan el-Musili, babasından şöyle naklediyor:

“...Bir takım malları İmam Hasan Askeri (a.s)’ın yanına götürüyorduk (Hazretin imametine yakin etmemiz için, O’ndan kesede olan şeylerden haber vermesini istiyorduk.) Malları takdim ettiğimizde: “Bütün mallar bu kadar dinardır; falan oğlu filandan bu kadardır...” buyuruyordu. Mal gönderenlerin hepsinin isimlerini söylüyor ve mühürlerin üzerindeki nakıştan bile haber veriyordu.”[37]

38- İmam Hadi (a.s)’ın İmam Hasan Askeri (a.s) Hakkındaki Sözü

İmam Hadi (oğlu Ali Naki -a.s- hakkında) şöyle buyurmuştur:

“Oğlum Ebu Muhammed (İmam Hasan Askeri -a.s-), garize (tabiat, içgüdü, huy) açısından, Muhammed (s.a.a) evlatlarının en sahihi, hüccet açısından ise onların en sağlamıdır. O, benim en büyük oğlum ve halifemdir. İmamet ve ahkamımızın kulpu (bağı) ona yetişiyor.”[38]

39- Hidayet Kandili

Bir rivayette İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle methedilmiştir:

“İmam Hasan Askeri (a.s), yol izlerini aydınlatan (haktan batılı ayırt eden) bir kandildi. O, şaşkınlık ve sapıklık içerisinde kalanları takva ve salaha hidayet ediyordu.”[39]

40- Kalpleri Okuması

Muhammed bin Kasım el-Haşimi diyor ki:

“Bazen İmam Hasan Askeri (a.s)’ın huzuruna varıyordum. Susadığım zaman İmam (a.s)’a saygı için su istemiyordum. Derken İmam (a.s): “Ey gulam (çocuk), ona su ver” diye buyuruyordu. Bazen de kendi kendime: “Kalkıp da gideyim” diyor ve bu konu üzerinde düşünüyordum. Derken İmam (a.s): “Ey gulam, onun bineğini hazırla” diye buyuruyorlardı.”[40]

 

*   *   *

 


Kaynakça:

1-       İsbat’ul- Hudat, Şeyh Hürr-i Amili, Dar’ul- Kutub’ul- İslamiyye, Tahran.

2-       İrşad, şeyh Mufid, Basireti, Kum.

3-     İkmal, Seyyid bin Tavus, Mektebet’ul- İslamiyye, Tahran.

4-     Bihar’ul- Envar, Allame Meclisî, Mektebet’ul- İslamiyye, Tahran.

5-     Hayat’ul- İmam’il- Askerî, Şerif Kureşî, Dar’ul- Ezvâ’, Beyrut.

6-     Harâic ve Cerâih, Ravendî, Müessese-i İmam Mehdî (a.f), Kum.

7-     Delail’ul- İmamet, Taberi-yi İmamî, Muesseset’ul- Bi’set , Kum.

8-     Şezerat’uz- Zeheb, İbn-i İmad Hanbelî, İhya’ut- Turas, Beyrut.

9-     Kâfî, Kuleyni, Dar’ut- Tearuf, Beyrut.

10- Keşf’ul- Ğumme, İrbilî, Mektebet-u Beni Haşim, Tebriz.

11- Kamil’uz- Ziyarat, İbn-i Kuluye, Neşr-i Fekahet.

12- Müsned-i İmam Askerî (a.s), Ataridî, Kongre-i Cihani-yi İmam Rıza (a.s).

13- Mesabih’ul- Müteheccid, Şeyh Tusi, Fıkh’uş- Şia.

14- Menakıb-i Âl-i Ebi Talib, İbn-i Şehraşub, İntişarat-i Allame, Kum.

15- Muhec’ud- Da’vat, Seyyid bin Tavus, Dar’uz- Zehâir, Kum.

16- Vesail’uş- Şia, Şeyh Hurr-i Amilî, İhya’ut- Turas, Beyrut.




[1] - İrşad, S. 327.

[2] - Şezerat’ûz- Zeheb, C. 2, S. 128.

[3] - İrşad, S. 339.

[4] - Bihar, C. 50, S. 117, H. 9.

[5] - Harâic ve Cerâih, C. 1, S. 443.

[6] - Bihar, C. 50, S. 238.

[7] - Hayat’ul- İmam’il- Askerî, S. 20.

[8] - Şezerat’uz- Zeheb,

[9] - Vesail’uş- Şia, C. 4, S. 750.

[10] - Bihar, C. 50, S. 308.

[11] - Hayat’ul- İmam’il- Askeri, S. 34.

[12] - Hayat’ul- İmam’il- Askerî, S. 34.

[13] - Delâil’ul- İmamet, S. 227.

[14] - Şezerat’uz- Zeheb, C. 2, S. 128.

[15] - Hayat’ul- İmam’il- Askerî, S. 38.

[16] - Uyun, C. 1, S. 62, H. 29.

[17] - Muhec’ud- Da’vat, S. 60.

[18] - Uyun, C. 1, S. 62, H. 29.

[19] - Misbah’ul- Müteheccid, S. 360.

[20] - Muhec’ud- Da’vat, S. 277.

[21] - Muhec’ud- Da’vat, S. 63.

[22] - Muhec’ud- Da’vat, S. 62.

[23] - Müsned-i İmam Askeri, S. 181.

[24] - Muhec’ud- Da’vat, S. 45.

[25] - Şezarat’uz- Zeheb, C. 2, S. 128.

[26] - Menakıb-i İbn-i Şehraşub, C. 4, S. 401.

[27] - Vesail’uş- Şia, C. 16, S. 518, H. 3.

[28] - Tezkiret’ul- Havas, S. 322.

[29] - Bihar, C. 78, S. 373.

[30] - Hayat’ul- İmam Askerî, S. 39.

[31] - Kâfî, C. 1, S. 303.

[32] - Menakıb-i İbn-i Şehraşub, C. 4, S. 421.

[33] - Keşf’ul- Ğumme, C. 2, S. 432.

[34] - Keşf’ul- Ğumme, C. 2, S. 433.

[35] - Kamil’uz- Ziyarat, S. 94, H. 94.

[36] - Bihar, C. 50, S. 304.

[37] - İsbat’ul- Hudat, C. 6, S. 303.

[38] - Kâfî, C. 1, S. 327.

[39] - Hayat’ul- İmam Askerî, S. 20.

[40] - Harâic ve Cerâih, C. 1, S. 445.

index