GERİ | İNDEKS | İLERİ |
11- Allah’ın hikmetinden mahrum olduğun zaman kudretinin yanında dur. Çünkü onun hikmetinden sana şifa verecek şeyi kaybedersen, kudretinden sana yeterli olacak şeyi asla kaybetmezsin. /4086
12ـ بالحِكْمَةِ يُكْشَفُ غِطاءُ العِلْمِ/ 4273.
12- İlim perdeleri hikmetle kaldırılır. /4273
13ـ ثَمَرَةُ الحِكْمَةِ الفَوْزُ/ 4645.
13- Hikmetin meyvesi kurtuluştur. /4645
14ـ ثَمَرَةُ الحِكْمَةِ التَّنَـزُّهُ عَنِ الدّنيا، والوَلَهُ بِجَنَّةِ الْمَأوى/ 4653.
14- Hikmetin meyvesi dünyadan yana beri olmak ve Me'va Cenneti'ne sevgi duymaktır. /4653
15ـ جَمالُ الحِكْمَةِ الرِّفْقُ، وحُسْنُ الْمُداراةِ/ 4794.
15- Hikmetin güzelliği, yumuşaklık ve halkla iyi geçinmektir. /4794
16ـ حَدُّ الحِكْمَةِ الإعْراضُ عَنْ دارِ الفَناءِ، والتَّوَلُّهُ بدارِ البَقاءِ/ 4900.
16- Hikmetin ölçüsü, fani dünyadan yüz çevirmek ve kalıcı dünyayı sevmektir. /4900
17ـ حِكْمَةُ الدَّنِيِّ تَرْفَعُهُ، وَجَهْلُ الشَّريفِ يَضَعُهُ/ 4927.
17- Aşağılık kimsenin hikmeti onu yüceltir; yüce insanın cahilliği ise onu aşağılık eder. /4927
18ـ خُذِ الحِكْمَةَ أنّى كانَتْ، فإنّ الحِكْمَةَ ضالَّةُ كُلِّ مُؤْمِنٍ/ 5043.
18- Nerede olursa olsun alın hikmeti; çünkü hikmet, müminlerin kayıp malıdır. /5043
19ـ خُذِ الحِكْمَةَ مِمَّن أتاكَ بِهَا، وانْظُرْ الى ما قالَ، ولا تَنْظُرْهُ[57] إلى مَنْ قالَ/ 5048.
19- Sana hikmeti getiren kimseden onu al; ne söylediğine bak, kimin söylediğine değil. /5048
20ـ زَيْنُ الحِكْمَةِ الزُّهْدِ في الدُّنيا/ 5470.
20- Hikmetin süsü dünyaya rağbet etmemektir. /5470
21ـ ضالّةُ العاقِل الحِكمَةُ، فَهُو أحقُّ بِها حيثُ كانَتْ/ 5896.
21- Akıllının kaybı hikmettir; o halde nerede olursa olsun akıllı ona en layık kimsedir. /5896
22ـ ضالَّةُ الْحَكيمِ الحِكْمَةُ، فَهُوَ يَطْلُبُها حَيْثُ كانَتْ/ 5897.
22- Hekimin kaybı hikmettir; hikmet neredeyse o da peşindedir. /5897
23ـ عَلَيْكَ بالحِكْمَةِ فَإنّها الحِلْيَةُ الفاخِرَةُ/ 6081.
23- Hikmetten ayrılma; çünkü hikmet, iftihar edilecek bir süstür. /6081
24ـ غَنيمَةُ الأكْياسِ مُدارَسَةُ الحِكْمَةِ/ 6441.
24- Zeki kimselerin ganimeti, hikmet öğrenmektir. /6441
25ـ قَدْ يَقُولُ الحِكْمَةَ غَيرُ الْحَكيمِ/ 6655.
25- Bazen hekim olmayan da hikmeti söyler. /6655
26ـ قُرِنَتِ الْحِكْمَةُ بالعِصْمَةِ/ 6712.
26- Hikmet, (günahlardan) uzak olmakla iç içedir. /6712
27ـ كُلُّ شَيْءٍ يُمِلُّ ما خَلا طَرائِفَ الحِكَمِ/ 6896.
27- Yeni hikmetlerin dışında her şey insanı yorar. /6896
28ـ كَيْفَ يَصْبِرُ عَلى مُبايَنَةِ الأضْدادِ مَنْ لَمْ تُعِنْهُ الحِكْمَةُ/ 6991.
28- Hikmetin kendisine yardım etmediği kimse, aksi huylardan uzak durmaya nasıl da sabır gösteriyor? /6991
29ـ كُلَّما قَوِيَتِ الحِكْمَةُ ضَعُفَتْ الشَّهْوَةُ/ 7205.
29- Hikmet güçlendikçe şehvet zayıflar. /7205
30ـ كَسْبُ الحِكْمَةِ إجْمالُ النُّطْقِ، واسْتِعْمالُ الرِّفْقِ/ 7223.
30- Güzel konuşmak ve yumuşak davranmak hikmeti kazandırır. /7223
31ـ مَنْ تَفَكَّهَ بالحِكَمِ لَمْ يَعْدِمِ اللَّذّةَ/ 8127.
31- Hikmetten hisse alan, lezzeti elden vermez. /8127
32ـ مَنْ لَهِجَ بِالحِكْمَةِ فَقَدْ شَرَّفَ نَفْسَهُ/ 8279.
32- Hikmete düşkün olan şüphesiz kendi nefsini yüceltmiştir. /8279
33ـ مَنْ عُرِفَ بِالحِكْمَةِ لاحَظَتْهُ العُيُونُ بِالْوَقارِ/ 8581.
33- Hikmetle tanınan kimseyi gözler vakarlı görür. /8518
34ـ مَنْ ثَبَتَتْ لَهُ الْحِكْمَةُ عَرَفَ الْعِبْرَةَ/ 8706.
34- Hikmeti elde eden kimse neden ibret alınacağını bilir. /8706
35ـ مِنْ خَزائنِ الغَيْبِ تَظْهَرُ الحِكْمَةُ/ 9254.
35- Hikmetin zahir olması gaybın hazinelerdendir. /9254
36ـ مِنَ الحِكْمَةِ طاعَتُكَ لِمَنْ فَوْقَكَ وإجْلالُكَ مَنْ في طَبَقَتِكَ، وإنْصافُكَ لِمَنْ دُونَكَ/ 9422.
36- Senden yukarıda olana itaat etmen, seninle aynı mertebede olanı yüceltmen ve senden aşağıda olana insaflı davranman hikmettendir. /9422
37ـ مِنَ الحِكْمَةِ أنْ لا تُنازِعَ مَنْ فَوْقَكَ، ولا تَستَدِلَّ منْ دونكَ، ولا تتعاطى ما ليسَ في قُدرتكَ، ولا يُخالِفَ لِسانُكَ قَلْبَكَ، ولا قُوْلُكَ فِعْلَكَ، ولا تَتَكَلَّمَ فيمَا لا تَعْلَمُ، ولا تَتْرُكَ الأمْرَ عِنْدَ الإقْبالِ وتَطْلُبَهُ عِنْدَ الإدْبارِ/ 9450.
37- Senden yukarıda olanla kavga etmemen; aşağıda olanı zelil etmemen; gücün yetmediği şeyin sorumluluğunu almaman; dilinin kalbinle, sözünün amelinle ters olmaması; bilmediğin şey hakkında konuşmaman; ikbalin açıldığında işini terk etmemen ve sırt döndüğünde onu istememen hikmettendir. /9450
38ـ مَجْلِسُ الحِكْمَةِ غَرْسُ (عُرْسُ) الفُضَلاءِ/ 9754.
38- Hikmet meclisi, fazilet sahiplerinin fidan dikimidir.[58] /9754
39ـ لا تَجْتَمِعُ الشَّهْوَةِ والحِكْمَةُ/ 10573.
39- Hikmet ile şehvet bir arada toplanmaz. /10373
40ـ لا تَسْكُنُ الحِكْمَةُ قَلْباً مَعَ شَهْوَةٍ/ 10915.
40- Şehvetin olduğu kalpte hikmet barınmaz. /10915
41ـ لا حِكْمَةَ إلاّ بِعِصْمَةٍ/ 10916.
41- (Günahlardan) uzak durma olmadan hikmet olmaz. /10916
1ـ واعَجَبا أنْ تَكُونَ الخِلافَةُ بِالصَّحابَةِ وَلا تَكُونَ بالصَّحابَةِ وَالقَرابَةِ/ 10123.
1- Şaşarım şu işe; hilafet Resulullah ile sohbet yüzünden tahakkuk ediyor da sohbet (sahabelik) ve yakınlık yüzünden tahakkuk etmiyor! /10123
2ـ لِلّهِ سُبْحانَهُ حُكْمٌ بَيِّنٌ فِي الُمْستأثِرِ وَالجازِعِ/ 7352.
2- Allah-u Teala'nın, kendi reyi ile hareket eden ve sabırsızlık gösterenler hakkında açık bir hükmü vardır.[59] /7352
1ـ اَلْمَكْرُ وَ الغُلُّ مُجانِبَا الإيمانِ / 1594.
1- Hile ve kin (insanı) imandan uzaklaştırır. /1594
2ـ إيّاكَ وَ الْمَكْرَ، فَإنَّ الْمَكْرَ لَخُلْقٌ ذَميمٌ / 2705.
2- Hileden kaçın. Zira hile, kınanmış bir huydur. /2705
3ـ اَلْمَكْرُ لؤْمٌ، اَلْخَديعَةُ شُؤْمٌ / 105.
3- Hile azarlanmaya sebep olur; aldatmak ise uğursuzluktur. /105
4ـ اَلْمَكْرُ شيمَةُ الْمَرَدَةِ / 623.
4- Hile isyankârın huyudur. /623
5ـ اَلْمَكْرُ سَجِيَّةُ اللِّئامِ / 644.
5- Hile, alçak insanların huyudur. /644
6ـ اَلْمَكْرُ بِمَنِ ائْتَمَنَكَ كُفْرٌ / 1165.
6- Sana güvenene hile yapman küfürdür. /1165
7ـ آفَةُ الذُّكاءِ اَلْمَكْرُ / 3920.
7- Zekiliğin âfeti hiledir. /3920
8ـ رَأْسُ الحِكْمَةِ تَجَنُّبُ الْخُدَعِ / 5249.
8- Hikmetin başı, hilelerden uzak durmaktır. /5249
9ـ رُبَّ مُحْتالٍ صَرَعَتْهُ حيلَتُهُ / 5338.
9- Nice hilekârlar vardır ki hileleri kendilerini helak etmiştir. /5338
1ـ مَنْ لَمْ يَتَحَرَّزْ مِنَ الْمَكائِدِ، قَبْلَ وُقُوعِها لَمْ يَنْفَعْهُ الأسَفُ بَعْدَ هُجُومِها/ 8983.
1- Hileler gelip çatmadan önce onlardan korunmayana, hilelerin saldırısından sonra üzülmesi bir fayda sağlamaz. /8983
1ـ الحِلمُ أحَدُ الْمَنْقِبَتَينِ/ 1648.
1-Hilim, iki yüce sıfattan biridir. /1648
2ـ الحِلمُ عِنْدَ شِدَّةِ الغَضَبِ يُؤمِنُ غَضَبَ الجبّارِ/ 1776.
2-Gazap esnasında hilimli olmak, insanı cabbarın gazabından korur. /1776
3ـ الحِلمُ يُطْفِئُ نارَ الغَضَبِ، والحِدَّةُ تُؤَجِّجُ أحْراقَهُ/ 2063.
3- Hilim gazap ateşini söndürür, hiddet ise alevlendirir. /2063
4ـ أُحْلُمْ تُكْرَمْ/ 2229.
4- Hilimli ol, yüceltilirsin. /2229
5ـ أُحْلُمْ تُوَقَّرْ/ 2240.
5- Hilimli ol, sana saygı gösterilsin. /2240
6ـ أغْضِ عَلى القَذى، وإلاّ لَمْ تَرْضَ أبَداً/ 2319.
6- Zamanın çerçöpüne, eziyetine göz yum; yoksa hiçbir zaman razı olmazsın. /2319
7ـ احْتَجِبْ عَنِ الغَضَبِ بالحِلْمِ، وغُضَّ عَنِ الوَهْمِ بِالفَهْمِ/ 2365.
7- Gazaptan hilime kaçıp gizlen, boş zanna anlayış ile göz yum. /2365
8ـ أقوَى النّاسِ مَنْ قَوِيَ عَلى غَضَبهِ بِحِلْمِهِ/ 3182.
8- Halkın en güçlüsü, hilmiyle gazabına üstün gelen kimsedir. /3182
9ـ أفْضَلُ الحِلْمِ كَظْمُ الغَيْظِ، ومِلْكُ النَّفْسِ مَعَ الْقُدْرَةِ/ 3183.
9- En faziletli hilim, öfkeyi yatıştırmak ve kudretli olmaya rağmen ona nefse malik olmaktır. /3183
10ـ أشْجَعُ النّاسِ مَنْ غَلَبَ الْجَهْلَ بالحِلْمِ/ 3386.
10- Halkın en cesuru hilmi ile cahilliğe galip gelendir. /3257
11ـ إنّ أفْضَلَ أخْلاقِ الرِّجالِ الحِلمُ/ 3386.
11- İnsanların en faziletli ahlakı hilmidir. /3386
12ـ مِنْ كَمالِ الحِلْمَ تأْخيرُ العُقُوبَةِ/ 9332.
12- Cezalandırmayı ertelemek, hilmin kemalindendir. /3332
13ـ الحِلْمُ عَشيرةٌ/ 143.
13- Hilim kabiledir. /143
14ـ الحِلمُ زَينُ الْخُلْقِ/ 278.
14- Hilim hasletin ziynetidir. /278
15ـ الحِلْمُ عُنوانُ الفَضلِ/ 498.
15- Hilim faziletin nişanıdır. /498
16ـ الحِلْمُ رَأسُ الرِّياسةِ/ 771.
16- Hilim reisliğin başıdır. /771
17ـ الحِلْمُ ثَمَرَةُ العِلْمِ/ 842.
17- Hilim ilmin meyvesidir. /842
18ـ الحِلْمُ فِدامُ السَّفيهِ/ 994.
18- Hilim sefihin yularıdır. /994
19ـ الحِلْمُ زينةُ العِلْمِ/ 1004.
19- Hilim ilmin ziynetidir. /1004
20ـ اَلحِلْمُ تَمامُ العَقْلِ/ 1055.
20- Hilim aklın kemalidir. /1055
21ـ الحِلْمُ (الحكمةُ) نُورٌ، جَوْهَرُهُ (جَوْهَرَتُهُ) العَقْلُ/ 1185.
21- Hilim (veya hikmet) nurdur; zatı ve cevheri akıldır. /1185
22ـ الحِلْمُ حِلْيَةُ العِلْمِ، وعِلَّةُ السِّلمِ/ 1336.
22- Hilim ilmin ziyneti, barışın sebebidir. /1336
23ـ الحِلْمُ نِظامُ أمْرِ المؤمِنِ/ 1420.
23- Hilim, müminin işinin nizamıdır/düzenidir. /1420
24ـ إنْ كانَ في الغَضَبِ الانْتِصارُ، فَفِي الحِلْمِ ثَوابُ الأبْرارِ/ 3715.
24- Eğer sinir ve öfkede intikam almak varsa, hilimde iyi insanların ulaşabileceği sevap vardır. /3715
25ـ إنّما الحِلْمُ كَظْمُ الغَيظِ، وَمِلْكُ النَّفْسِ/ 3859.
25- Şüphesiz ki hilim, siniri yatıştırıp nefse sahip olmaktır. /3859
26ـ آفَةُ الحِلْمِ الذُّلُّ/ 3940.
26- Hilimin afeti zillettir. /3940
27ـ إذا حَلُمْتَ عَنِ السَّفيهِ غَمَمْتَهُ، فَزِدْهُ غَمّاً بِحِلْمِكَ عَنْهُ/ 4088.
27- Akılsız sefih insanın kötü davranışına karşı sabır gösterirsen onu hüzne boğarsın, öyleyse sabrın (hilmin) ile onun hüznünü artır. /4088
28ـ اذا حَلُمْتَ عَنِ الجاهِلِ فَقَدْ أوْسَعْتَهُ جَواباً/ 4104.
28- Cahilin karşısında sabırlı olursan şüphesiz ona çok güzel cevap vermişsindir. /4104
29ـ إذا سَمِعْتَ مِنَ الْمَكْرُوهِ ما يُؤذيكَ فَتَطَأطَأْ لَهُ يُخْطِكَ/ 4166.
29- Seni rahatsız eden kötü bir şey duyarsan başını aşağı eğ (duymazlıktan gel), böylelikle senden uzaklaşıp gider. /4166
30ـ إذا كانَ الحِلْمُ مَفْسَدَةً، كانَ العَفْوُ مَعْجَزَةً/ 4178.
30- Hilmin zararlı olduğu yerde affetmek acizliktir. /4178
31ـ بالحِلْمِ تَكْثُرُ الأنْصارُ/ 4185.
31- Hilimli olmak ile yardımcı ve taraftar çoğalır. /4185
32ـ بِالْكَظْمِ يَكونُ الحِلْمُ/ 4219.
32- Öfkeyi yatıştırmakla hilimli olunur. /4219
33ـ تَجَرُّعُ غُصَصِ الحِلْمِ يُطْفِئُ نارَ الغَضَبِ/ 4487.
33- Hilimin sıkıntısını yudumlayıp içmek gazap ateşini söndürür. /4487
34ـ تَجَرَّعِ الغُصَصَ، فَإنّي لَمْ أرَ جُرْعَةً أحْلى مِنْها عاقِبَةً ولا ألَذَّ مَغَبَّةً/ 4531.
34- Dertleri bir defada yudumla, çünkü ben akıbeti ondan daha tatlı bir şey görmedim, daha lezzetli olanını yudumlamadım. /4531
35ـ تَجَرَّعْ مَضَضَ الحِلْمِ، فَإنَّهُ رَأسُ الحِكْمَةِ، وثَمَرَةُ العِلمِ/ 4546.
35- Hilmin acısını bir defada yudumla; çünkü o, hikmetin başı ve ilmin meyvesidir. /4546
36ـ ثَمَرَةُ الحِلْمِ الرِّفْقُ/ 4644.
36- Hilmin meyvesi nazik olmaktır. /4644
37ـ حُسْنُ الحِلْمِ دَليلُ وُفُورِ العِلْمِ/ 4822.
37- Güzel hilim, ilmin çokluğunu gösterir. /4822
38ـ خَيْرُ الحِلْمِ التَّحَلُّمُ/ 4965.
38- En güzel hilim, kendini hilme zorlamaktır. /4965
39ـ رَأسُ العِلْمِ الحلْمُ/ 5233.
39- İlmin başı hilimdir. /5233
40ـ زَكاةُ الحِلْمِ الإحْتِمالُ/ 5446.
40- Hilmin zekâtı tahammüldür. /5446
41ـ سَبَبُ الوَقار الحِلمُ/ 5534.
41- Hilim, vakarın sebebidir. /5534
42ـ عَلَيْكَ بِالحِلْمِ فَإنّهُ ثَمَرَةُ العِلْمِ/ 6084.
42- Hilimli ol, çünkü o ilmin meyvesidir. /6084
43ـ عَلَيْكَ بِالحِلْمِ فَإنّهُ خُلُقٌ مَرْضِيٌّ/ 6105.
43- Hilimli ol, çünkü o beğenilen huydur. /6105
44ـ عِنْدَ غَلَبَةِ الغَيْظِ والغَضَبِ يُخْتَبَرُ حِلْمُ الْحُلَماءِ/ 6225.
44- Gazap ve öfke coşup taştığı zaman hilimli insanların hilmi denenir. /6225
45ـ قُوَّةُ الحِلْمِ عِنْدَ الغَضَبِ أفْضَلُ مِنَ القُوَّةِ علَى الانْتِقامِ/ 6808.
45- Sinirliyken hilmin kuvvetli olması, intikam alma kuvvetinden daha üstündür. /6808
46ـ كَفى بالحِلْمِ وَقاراً/ 7026.
46- Vakarlı olmak, hilim için yeterlidir. /7026
47ـ مِن كَمالِ الحلمِ تأخيرُ العقوبةِ/ 9332.
47- Cezalandırmayı ertelemek, hilmin kemalindendir. /9332
48ـ نِعْمَ وَزيرُ العِلْمِ الحِلْمُ/ 9929.
48- Hilim ilmin ne de güzel veziridir. /9929
49ـ وَقارُ الحِلْمِ زينَةُ العِلْمِ/ 10073.
49- Hilmin vakarı, ilmin ziynetidir. /10073
50ـ وَجَدْتُ الحِلْمِ والاحْتِمالَ أنْصَرَ لِي مِنْ شَِجْعانِ الرِّجالِ/ 10139.
50- Ben hilim ve tahammülü kendime cesur insanlardan daha iyi yardımcı buldum. /10139
51ـ لا تَفْضَحُوا أنْفُسَكُمْ لِتَشْفُوا غَيْظَكُمْ، وإنْ جَهِلَ عَلَيْكُمْ جاهِلٌ فَلْيَسَعْهُ حِلْمُكُمْ/ 10240.
51- Öfkelerinize şifa vermesi için nefislerinizi rezil etmeyin; eğer cahil kimse size cahillik yaparsa hilminiz onu kaplamalıdır. /10240
52ـ لا فَضيلَةَ كَالْحِلْمِ/ 10459.
52- Hilim gibi fazilet yoktur. /10459
53ـ لا ظَهيرَ كالحِلمِ/ 10485.
53- Hilim gibi yardımcı yoktur. /10485
54ـ لا حِلْمَ كَالتَّغافُلِ/ 10502.
54- Kendini gaflete vurmak gibi hilim yoktur (yani başkalarının kötülüklerini görmemezlikten gelmek gibi). /10502
55ـ لا عِزَّ أرْفَعُ مِنَ الحلمِ/ 10632.
55- Hilimden daha üstün izzet yoktur. /10632
56ـ لا شَرَفَ أعْلى مِنَ الحِلْمِ/ 10657.
56- Hilimden daha yüce şeref yoktur. /10657
57ـ لا يَحْلُمُ عَنِ السَّفيهِ إلاّ العاقِلُ/ 10734.
57- Akıllıdan başkası sefih insana hilimli olmaz. /10734
58ـ لا عِلْمَ لِمَنْ لا حلْمَ لهُ/ 10784.
58- Hilmi olmayanın ilmi yoktur. /10784
59ـ يستدِلُّ على حلمِ الرَّجلِ بِكثرَةِ احتمالهِ، وعَلى نُبلهِ بكَثرَةِ إنعامهِ/ 10971.
59- İnsanın çok tahammülü ile hilimli olduğu ve çok ihsan etmesi ile soyluluğu anlaşılır. /10971
1ـ اضْرِبْ خادِمَكَ إذا عَصى اللهَ، واعْفُ عَنْهُ إذا عَصاكَ/ 2350.
1- Hizmetçini Allah'a isyan ettiği zaman döv, sana baş kaldırdığı zaman ise bağışla. /2350
1ـ مَنْ كَثُرَ سَخَطُهُ لَمْ يُعْرَفْ رِضاهُ/ 8137.
1- Hoşnutsuzluğu ve kızgınlığı çoğalanın hoşnutluğu ve rızalığı tanınmaz (hoşnutluğuna güvenilmez). /8137
2ـ مَنْ كَثُرَ سَخَطُهُ لَمْ يُعْتَبْ/ 8450.
2- Hoşnutsuzluk ve kızgınlığı çok olan insan yerilmez./8450
3ـ مَا أقْبَحَ السُّخْطَ وَأحْسَنَ الرِّضى/ 9506.
3- Hoşnutsuzluk ve öfkeyi kötü kılan; hoşnut olmayı ve razılığı da güzel kılan şey nedir? /9506
4ـ كَفى بِالسَّخَطِ عَناءً/ 7067.
4- (Kâr ve pay için) hoşnutsuz olmaya zahmet ve çile çekmiş olmak yeterlidir. /7067
5ـ مَنْ تَسَخَّطَ بِالمَقْدُورِ حَلَّ بِهِ المَحْذُورُ/ 8450.
5- Kendisi için takdir edilene razı olmayanın başına korktuğu şey gelir. /8456
6ـ لا تَكْرهُوا سُخْطَ مَنْ يُرْضيهِ الباطِلُ/ 10237.
6- Bâtıl ile hoşnut olan kimsenin hoşnutsuzluğundan rahatsız olmayınız. /10237
7ـ تَوَقَّ سَخَطَ مَنْ لا يُنْجيكَ إلا طاعَتُهُ، وَلا يُرْديكَ إلاّ مَعْصِيَتُهُ، وَلا يَسَعُكَ إلاّ رًحْمَتُهُ، وَالْتَجِئْ إلَيْهِ، وَتَوَكَّلْ عَلَيْهِ/ 4554.
7- Öyle birinin öfkesinden ve hoşnutsuzluğundan kork ki, seni onun itaatinden başka bir şey kurtarmaz; ona karşı isyandan başka bir şey (seni) helak etmez ve seni onun rahmetinden başkası kapsamaz; ona sığın ve ona tevekkül et. /4554
1ـ إذا أنتَ هُديتَ لقصدِكَ فكُنْ أخشَعَ ما تَكُونُ لربِّكَ/ 4120.
1- Maksadına erdiğin zaman Rabb'in için daha çok huşû içerisinde olmalısın. /4120
2ـ كُلُّ شَيء خاضِعٌ لِلّهِ/ 6892.
2- Her şey Allah karşısında huzu halindedir. /6892
3ـ كلُّ شَيْءٍ خاشِعٌ لِلّهِ/ 6893.
3- Her şey Allah karşısında huşû halindedir. /6893
4ـ مَنْ خَشَعَ قَلْبُهُ خَشَعَتْ جَوارِحُهُ/ 8172.
4- Kalbi (Allah'ın azameti karşısında) tevazu (huşû) edenin uzuvları da huşû eder. /8172
5ـ مَنْ خَضَعَ لِعَظَمَةِ اللهِ ذَلَّتْ لَهُ الرِّقابُ/ 8919.
5- Allah'ın azameti için tevazu eden kimseye insanlar boyun eğerler. /8919
6ـ نِعمَ الطَّاعَةُ الانْقيادُ، والخُضوعُ/ 9943.
6- (Allah'ın emirlerine) teslim olmak ve tevazu etmek ne de güzel itaattir! /9943
7ـ نِعمَ عَونُ الدُّعاءِ الخُشُوعُ/ 9945.
7- (Allah için) Tevazu (huşû) etmek, dua için ne de güzel yardımcıdır! /9945
8ـ لا عِبادَةَ كَالخُضُوعِ/ 10506.
8- Tevazu gibi bir ibadet yoktur. /10506
9ـ الْخُضُوعُ دِناءَةٌ/ 130.
9- Huzû[61] yakınlıktır.[62] /130
1ـ مِنَ البَليَّةِ سُوءُ الطَّويَّةِ /9401.
1- Bâtının pis olması (kötü niyet) belalardan biridir. /9401
1ـ قُوَّةُ سُلْطانِ الْحُجَّةِ أعْظَمُ مِنْ قَوَّةِ سُلْطانِ القُدْرَةِ/ 6781.
1- Hüccet saltanatının kuvveti, kudret saltanatının kuvvetinden daha büyüktür. /6781
1ـ الطّاعَةُ جُنَّةُ الرَّعِيَّةِ، والعَدْلُ جُنَّةُ الدُّوَلِ/ 1873.
1- İtaat halkın, adalet devletin siperidir. /1873
2ـ الذُّلُّ بَعْدَ العَزْلِ يُوازي عِزَّ الوِلايَةِ/ 2113.
2- Azilden sonraki zillet, hükümetin izzetine denktir. /2113
3ـ اسْتِكانَةُ الرَّجُلِ في العَزْلِ، بِقَدْرِ شَرِّهِ في الوِلايَةِ/ 1898.
3- İşten uzaklaştırılma konusunda insanın zilleti, hükümetteki kötülüğü miktarıncadır. /1898
4ـ اعْدِلْ فيما وُلِّيتَ، اُشْكُرْ للهِ فيمَا أولِيتَ/ 2265.
4- Vali olduğun şeyde adil ol; sana bağışlanan şeyde Allah’a şükret. /2265
5ـ اُحْرُسْ مَنْـزِلَتَكَ عِنْدَ سُلْطانِكَ، واحْذَرْ اَنْ يَحُطَّكَ عَنْها التَّهاوُنُ عَنْ حِفْظِ ما رَقاكَ إلَيْهِ/ 2396.
5- Sultanının katındaki makamını koru ve sakın ola ki tembelliğin, koruyarak yükseldiğin o makamı elinden almasın. /2396
6ـ أقِمِ النّاسَ عَلى سُنَّتِهِمْ ودينِهِم، وَلْيَأْمَنْكَ بَرِئُهُمْ، ولْيَخَفْكَ مُريبُهُمْ، وَتَعاهَدْ ثُغُورَهُمْ وأطْرافَهُمْ/ 2419.
6- Halkı gelenekleri ve dinleri üzere ayakta tut; suçsuzlar senden güvende olsun, suçlular da korksun; bulundukları yerin bakımını üstlen, açıklarını kapa! /2419
7ـ اجْعَلِ الدّينَ كَهْفَكَ، والعَدْلَ سَيْفَكَ، تَنْجُ مِنْ كُلِّ سُوءٍ، وَتَظْفَرْ (تَظْهَرْ) عَلى كُلِّ عَدُوٍّ/ 2433.
7- Dini sığınağın, adaleti kılıcın yap; böylece her kötülükten kurtulur, her düşmana galip gelirsin. /2433
8ـ اِحْذَرِ الْحَيْفَ والْجَوْرَ، فَإنَّ الْحَيْفَ يَدعُو إلى السَّيفِ، والْجَوْرَ يعُودُ بالْجَلاءِ، ويُعَجِّلُ العُقُوبَةَ والانْتِقامَ/ 2446.
8- Adaletsiz davranmaktan ve zulümden kaçın. Zira adaletsizlik kılıca davetiye çıkarır, zulüm ise göçe zorlar; cezayı ve intikamı hızlandırır. /2446
9ـ أقْبَحُ شَيْءٍ جَوْرُ الوُلاةِ/ 3010.
9- En çirkin şey, emir sahiplerinin zulmüdür. /3010
10ـ الْمُلْكُ سِياسَةٌ/ 17.
10- Padişahlık, (halkı) koruyup gözetmektir. /17
11ـ الْمُلْكُ (الْمَلَلُ) يُفْسِدُ الأُخُوَّةَ/ 1108.
11- Padişahlık kardeşliği bozar. /1108
12ـ الرّياسَةُ عَطَبٌ/ 223.
12- Reislik yok olmaktır. /223
13ـ الإنْصافُ زَيْنُ الإمْرَةِ/ 923.
13- İnsaf, hükümetin ziynetidir. /923
14ـ التَّكَبُّرُ في الوِلايَةِ ذُلٌّ في العَزْلِ/ 1000.
14- Hükümetteki tekebbür, azildeki zillettir. /1000
15ـ الوِلاياتُ مَضاميرُ الرِّجالِ/ 1089.
15- Hükümetler erlerin meydanıdır. /1089
16ـ آلةُ الرِّياسَةِ سَعَةُ الصَّدْرِ/ 1256.
16- Başkanlığın aracı, geniş insan olmaktır. /1256
17ـ آفةُ الرِّياسَةِ الفَخْرُ/ 3950.
17- Başkanlığın afeti böbürlenmektir. /3950
18ـ إذا وُلّيتَ فاعْدِلْ/ 3996.
18- Başkan olduğunda adil ol. /3996
19ـ إذا مَلَكَ الأراذِلُ هَلَكَ الأفاضِلُ/ 4033.
19- Rezil insanlar hakim olduklarında faziletli insanlar helak olur. /4033
20ـ إذا سادَ السِّفَلُ خابَ الأمَلُ/ 4034.
20- Alçaklar iş başına geldiklerinde ümitler ümitsizliğe dönüşür. /4034
21ـ إذا اسْتَوْلَى اللِّئامُ اضْطُهِدَ الكِرامُ/ 4035.
21- Alçaklar üstün olduklarında kerem sahipleri mağlup olur. /4035
22ـ تَوَلِّي الأراذِلِ والأحْداثِ الدُّوَلَ، دَليلُ انْحِلالِها وإدْبارِها/ 4523.
22- Devlet işine yeni başlayanların ve rezil kimselerin devletin başına geçmeleri, devletin çöküşüne ve yüz çevirmesine neden olur. /4523
23ـ تَكَبُّرُكَ في الوِلايَةِ ذُلٌّ في العَزْلِ/ 4575.
23- Hükümetteki tekebbürün, azildeki zilletindir. /4575
24ـ ثُباتُ الدُّوَلِ بإقامةِ سُنَنِ العَدْلِ/ 4715.
24- Devletlerin sebatla ayakta durması, adalet yöntemlerini uygulamakla mümkündür. /4715
25ـ حُبُّ الرِّياسةِ رَأسُ الِمحَنِ/ 6871.
25- Riyaset sevgisi sıkıntıların kaynağıdır. /6871
26ـ زَيْنُ الرِّياسةِ الإفضالُ/ 5462.
26- Riyasetin ziyneti bağıştır. /5462
27ـ زَوالُ الدُّوَلِ باصْطِناعِ السِّفَلِ/ 5486.
27- Devletlerin yok oluşu, alçakların iş başı yapmasıyla gerçekleşir. /5486
28ـ فَضيلَةُ الرِّياسَةِ حُسْنُ السِّياسَةِ/ 6563.
28- Başkanlığın fazlı, siyasetin güzelliğidir. /6563
29ـ فِقْدانُ الرُّؤَساءِ أهْوَنُ مِنْ رِياسَةِ السِّفَلِ/ 6569.
29- Alçakların reisliğindense hiç reisin olmaması daha huzur vericidir. /6569
30ـ لِكُلِّ دَوْلةٍ بُرْهَةٌ/ 7285.
30- Her devlet için bir ömür vardır. /7285
31ـ لَنْ تُحَصَّنَ الدُّوَلُ بِمِثْلِ اسْتِعْمالِ العَدْلِ فِيها/ 7444.
31- Hükümetler, adaleti uygulamak gibi (bir davranıştan) daha iyisiyle korunmamıştır. /7444
32ـ مَنْ ظَلَمَ رَعِيَّتَهُ نَصَرَ أضْدادَهُ/ 7815.
32- Halka zulmeden düşmanına yardım etmiştir. /7815
33ـ وَالّذي فَلَقَ الْحَبَّةِ وَبَرَءَ النَّسَمَةَ، لَوْلا حُضورُ الحاضِرِ، وقِيامُ الْحُجَّةِ بِوُجُودٍ النّاصِرِ، وَما أخَذَ اللهُ سُبحانَهُ عَلى العُلَماءِ أنْ لا يُقارّوا عَلى كِظَّةِ ظالِمٍ، ولا سَغَبِ مَظْلُومٍ، لَألْقَيْتُ حَبْلَها عَلى غارِبِها، ولَسَقَيْتُ آخِرَها بِكَأسِ أوَّلِها، ولألْفَيْتُمْ دُنْياكُم هذهِ عِنْدي أزْهَدَ مِنْ عَفْطَةِ عَنْـٍز/ 10149.
GERİ | İNDEKS | İLERİ |