AYETLERİN HADİSLER IŞIĞINDA AÇIKLAMASI
Mecma'ul-Beyan tefsirinde İmam Cafer Sadık'tan (a.s)
"Rabbin... indirebilir mi?"
ifadesi hakkında şöyle nakledilir: "Buayetin anlamı, 'Sen Rabbine dua edebilir misin?' şeklindedir."
Ben derim ki: Bu anlam Ehlisünnet kanalıyla Ayşe ve Said b.
Cübeyr gibi bazı sahabîlerden ve tâbiînden rivayet edilmiştir. Bu,
daha önce ayetle ilgili ortaya koyduğumuz anlama dönüktür. Çünkü,
İsa Peygamberin (a.s) gücünü soru konusu yapmak, ancak
onun hikmet ve maslahat açısından yapacağı değerlendirmeye
bağlı bir gücünü düşünerek doğru olabilir, yoksa gücün özü anlamında
ona böyle bir soru yöneltilemez.
Tefsir'ul-Ayyâşî'de İsa b. Alevi'den, o da babasından, o da İmam
Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle rivayet edilir:
"İsrailoğullarına inen sofra altın zincirlerle sarkıtılmıştı. Üzerinde
dokuz balık ve dokuz ekmek vardı."
Ben derim ki: Bu rivayetin başka bir ifadesinde sofradaki yiyeceklerin
dokuz "envan" ve dokuz ekmek olduğu belirtiliyor ki, bu
330 ......................................... El-Mîzân Fî Tefsîr'il-Kur'ân – c.6
rivayetteki "envan" kelimesi balık anlamına gelen "nûn"un çoğuludur.
Mecma'ul-Beyan tefsirinde Ammar b. Yasir'den, o da Peygamber
efendimizden (s.a.a) şöyle rivayet edilir: "Gökten indirilen
sofrada ek-mek ve et vardı. Çünkü havarîler İsa Peygamberden
yemekle bitiremeyecekleri bir yemek istediler. Bu istekleri üzerine
onlara 'Bu mucizeye ihanet etmediğiniz, ondaki yemekleri saklamadığınız
ve bu sırrı ifşa etmediğiniz sürece bu sofra süreklidir,
hiç tükenmez. Ama eğer bu yasaklanan işleri yaparsanız, azaba
çarptırılırsınız. Fakat sofranın üzerinden daha bir gün geçmeden
onlar ihanet ettiler, üzerindeki yemekleri sakladılar ve bu sırrı ifşa
ettiler."
Ben derim ki: Bu rivayet ed-Dürr'ül-Mensûr tefsirinde Tirmizîye,
İbn-i Cerir'e, İbn-i Ebu Hatem'e, İbn-i Enbari'ye, Ebu'ş-Şeyh'e ve
İbn-i Mürdeveyh'e dayanılarak Ammar b. Yasir'in naklettiği Peygamberimizin
(s.a.a) sözü olarak yer almıştır. Bu rivayetin sonunda
"Bu yüzden İsrailoğulları azaba çarptırılarak maymunlara ve
domuzlara dönüştürüldü" ifadesine yer verilmiştir.
ed-Dürr'ül-Mensûr tefsirinde şöyle deniyor: "İbn-i Cerir, İbn-i Münzir
ve İbn-i Ebu Hatem bu rivayetin benzerini başka bir kanaldan
mevkuf olarak Ammar b. Yasir'e dayandırarak nakletmişler.
Tirmizî bu rivayetin mevkuf olarak nitelendirilmesi çok doğrudur,
demiştir."
Bu haberde söz konusu edilen havarîlerin yedikçe tükenmeyecek
bir yemek istedikleri yolundaki rivayet ayetle tam olarak
uyuşmuyor. Bunun gerekçesi onların nakledilen
"Buna tanıklıkedenlerden olalım."
şeklindeki sözleridir. Çünkü yedikçe tükenmeyenyemek birinin şahitliğine muhtaç değildir. Ama eğer bu
şahitlikle kıyamet günü şahitliği kastedilmiş olursa o başka.
Ayrıca bu haberde onların azaba çarptırılarak maymunlara ve
domuzlara dönüştürüldükleri belirtiliyor. Haberin içeriğinden anlaşıldığı-
na göre, bu çarpıtılma onlara haber verilmiş olan azaptır.
Bu nokta başka bir tartışmaya kapı açıyor. Çünkü
"ona âlemlerdehiç kimseye yapmayacağım azabı yaparım."
ifadesi zahirde sözkonusu azabın sadece onlara mahsus olduğu anlamına gelir. Oysa
Kur'ân'da başkalarının hayvana dönüştürülme cezasına uğratıldık
Mâide Sûresi 112-115 ........................................................ 331
ları bildirilmiştir. Şu ayette buyrulduğu gibi:
"İçinizden CumartesiYasağını çiğneyenleri bilmiş olmalısınız. Onlara, aşağılık maymunlara
dönüşün, dedik."
(Bakara, 65) Bazı kanallardan Ehlibeytİmamlarına (hepsine selâm olsun) dayandırılan bu konudaki rivayetlere
göre, onlar azaba çarptırılarak maymunlara dönüştürülmüştür.
Tefsir'ul-Ayyâşî'de Fudayl b. Yesar kanalıyla İmam Rıza'dan
(a.s) şöyle rivayet edilir: "İsa Peygamberin kavminden olan domuzlar,
gökten sofra indirilmesini isteyip de bu mucizeye inanmadıkları
için Allah tarafından domuz hâline dönüştürülen kimselerdir."
[c.1, s.351, h:266]
Yine aynı eserde Abdussamed b. Bündar'dan şöyle rivayet edilir:
İmam Rıza'nın (a.s) şöyle dediğini duydum: "Domuzlar çırpıcılardan
oluşmuş bir kavimdir. Bunlar sofra mucizesini inkâr ettikleri
için domuz hâline dönüştürülmüşlerdir."
[c.1, s.351, h:267]
Ben derim ki: el-Kâfi'de Muhammed b. Yahya'dan, o da
Ahmed b. Muhammed'den, o da Muhammed b. Hasan Eş'arî'den,
o da İmam Rıza'dan (a.s) şöyle rivayet edilir: "Fil, hayvana dönüştürülme
cezasına uğramış zinakâr bir hükümdardı. Kurt, bu azaba
çarptırılmış deyyus bir bedevî idi. Tavşan, eşini aldatan ve hayız
olduğunda yıkanmayan ve bu yüzden azaba çarptırılmış bir kadındı.
Yarasa, halkın hurmalarını çaldığı için hayvana dönüştürülme
cezasına çarptırılmış bir kişi idi. Maymunlar ve domuzlar,
İsrailoğulları arasında Cumartesi Yasağını çiğnemiş olan bir topluluktu.
Cirris [bir çeşit balık veya yılan balığı] ve keler,
İsrailoğullarından bir gruptu. Bunlar İsa Peygambere indirilen sofraya
inanmadıkları için şaşkınlığa maruz bırakıldılar ve bu şaşkınlığın
sonunda bir bölümü denize ve diğer bir bölümü karaya düştü.
Fare, fasık bir kadın, akrep dedikoducu bir kadındı. Ayı, tilki ve arı,
sattıkları etleri eksik tartan kasaplardı."
[Füru-i Kâfi, c.6, s.246, h:14]Bu rivayet, daha önceki iki rivayetle çelişmez. Çünkü bazıları
domuz, diğer bazıları cirris [bir çeşit balık veya yılan balığı] ve keler
şeklinde olma azabına çarptırılmış olabilirler. Yalnız bu rivayette
tartışma konusu edilebilecek başka bir nokta var ki, bu da Cumartesi
Yasağını çiğneyen İsrailoğullarının maymuna ve domuza
dönüştürülmeleri yolundaki açıklamadır. Oysa hem inceleme konumuz
olan ayet, hem de A'râf suresindeki bunun benzeri olan
332 ........................................... El-Mîzân Fî Tefsîr'il-Kur'ân – c.6
ayet, onların maymuna dönüştürüldüklerini ve başka bir hayvana
dönüştürülmüş olmalarına ihtimal vermediğini bildiriyor. Yine de
doğrusunu Allah herkesten daha iyi bilir.