www.MizanTefsiri.com

 

AYETLERİN HADİSLER IŞIĞINDA AÇIKLAMASI

 

Mecma'ul-Beyan tefsirinde İmam Cafer Sadık'tan (a.s)

"Rabbin... indirebilir mi?" ifadesi hakkında şöyle nakledilir: "Bu

ayetin anlamı, 'Sen Rabbine dua edebilir misin?' şeklindedir."

 

Ben derim ki: Bu anlam Ehlisünnet kanalıyla Ayşe ve Said b.

Cübeyr gibi bazı sahabîlerden ve tâbiînden rivayet edilmiştir. Bu,

daha önce ayetle ilgili ortaya koyduğumuz anlama dönüktür. Çünkü,

İsa Peygamberin (a.s) gücünü soru konusu yapmak, ancak

onun hikmet ve maslahat açısından yapacağı değerlendirmeye

bağlı bir gücünü düşünerek doğru olabilir, yoksa gücün özü anlamında

ona böyle bir soru yöneltilemez.

 

Tefsir'ul-Ayyâşî'de İsa b. Alevi'den, o da babasından, o da İmam

Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle rivayet edilir:

"İsrailoğullarına inen sofra altın zincirlerle sarkıtılmıştı. Üzerinde

dokuz balık ve dokuz ekmek vardı."

 

Ben derim ki: Bu rivayetin başka bir ifadesinde sofradaki yiyeceklerin

dokuz "envan" ve dokuz ekmek olduğu belirtiliyor ki, bu

 

330 ......................................... El-Mîzân Fî Tefsîr'il-Kur'ân – c.6

 

rivayetteki "envan" kelimesi balık anlamına gelen "nûn"un çoğuludur.

 

Mecma'ul-Beyan tefsirinde Ammar b. Yasir'den, o da Peygamber

efendimizden (s.a.a) şöyle rivayet edilir: "Gökten indirilen

sofrada ek-mek ve et vardı. Çünkü havarîler İsa Peygamberden

yemekle bitiremeyecekleri bir yemek istediler. Bu istekleri üzerine

onlara 'Bu mucizeye ihanet etmediğiniz, ondaki yemekleri saklamadığınız

ve bu sırrı ifşa etmediğiniz sürece bu sofra süreklidir,

hiç tükenmez. Ama eğer bu yasaklanan işleri yaparsanız, azaba

çarptırılırsınız. Fakat sofranın üzerinden daha bir gün geçmeden

onlar ihanet ettiler, üzerindeki yemekleri sakladılar ve bu sırrı ifşa

ettiler."

 

Ben derim ki: Bu rivayet ed-Dürr'ül-Mensûr tefsirinde Tirmizîye,

İbn-i Cerir'e, İbn-i Ebu Hatem'e, İbn-i Enbari'ye, Ebu'ş-Şeyh'e ve

İbn-i Mürdeveyh'e dayanılarak Ammar b. Yasir'in naklettiği Peygamberimizin

(s.a.a) sözü olarak yer almıştır. Bu rivayetin sonunda

"Bu yüzden İsrailoğulları azaba çarptırılarak maymunlara ve

domuzlara dönüştürüldü" ifadesine yer verilmiştir.

 

ed-Dürr'ül-Mensûr tefsirinde şöyle deniyor: "İbn-i Cerir, İbn-i Münzir

ve İbn-i Ebu Hatem bu rivayetin benzerini başka bir kanaldan

mevkuf olarak Ammar b. Yasir'e dayandırarak nakletmişler.

Tirmizî bu rivayetin mevkuf olarak nitelendirilmesi çok doğrudur,

demiştir."

 

Bu haberde söz konusu edilen havarîlerin yedikçe tükenmeyecek

bir yemek istedikleri yolundaki rivayet ayetle tam olarak

uyuşmuyor. Bunun gerekçesi onların nakledilen "Buna tanıklık

edenlerden olalım." şeklindeki sözleridir. Çünkü yedikçe tükenmeyen

yemek birinin şahitliğine muhtaç değildir. Ama eğer bu

şahitlikle kıyamet günü şahitliği kastedilmiş olursa o başka.

Ayrıca bu haberde onların azaba çarptırılarak maymunlara ve

domuzlara dönüştürüldükleri belirtiliyor. Haberin içeriğinden anlaşıldığı-

na göre, bu çarpıtılma onlara haber verilmiş olan azaptır.

Bu nokta başka bir tartışmaya kapı açıyor. Çünkü "ona âlemlerde

hiç kimseye yapmayacağım azabı yaparım." ifadesi zahirde söz

konusu azabın sadece onlara mahsus olduğu anlamına gelir. Oysa

Kur'ân'da başkalarının hayvana dönüştürülme cezasına uğratıldık

 

Mâide Sûresi 112-115 ........................................................ 331

 

ları bildirilmiştir. Şu ayette buyrulduğu gibi: "İçinizden Cumartesi

Yasağını çiğneyenleri bilmiş olmalısınız. Onlara, aşağılık maymunlara

dönüşün, dedik." (Bakara, 65) Bazı kanallardan Ehlibeyt

İmamlarına (hepsine selâm olsun) dayandırılan bu konudaki rivayetlere

göre, onlar azaba çarptırılarak maymunlara dönüştürülmüştür.

 

Tefsir'ul-Ayyâşî'de Fudayl b. Yesar kanalıyla İmam Rıza'dan

(a.s) şöyle rivayet edilir: "İsa Peygamberin kavminden olan domuzlar,

gökten sofra indirilmesini isteyip de bu mucizeye inanmadıkları

için Allah tarafından domuz hâline dönüştürülen kimselerdir."

[c.1, s.351, h:266]

 

Yine aynı eserde Abdussamed b. Bündar'dan şöyle rivayet edilir:

İmam Rıza'nın (a.s) şöyle dediğini duydum: "Domuzlar çırpıcılardan

oluşmuş bir kavimdir. Bunlar sofra mucizesini inkâr ettikleri

için domuz hâline dönüştürülmüşlerdir." [c.1, s.351, h:267]

 

Ben derim ki: el-Kâfi'de Muhammed b. Yahya'dan, o da

Ahmed b. Muhammed'den, o da Muhammed b. Hasan Eş'arî'den,

o da İmam Rıza'dan (a.s) şöyle rivayet edilir: "Fil, hayvana dönüştürülme

cezasına uğramış zinakâr bir hükümdardı. Kurt, bu azaba

çarptırılmış deyyus bir bedevî idi. Tavşan, eşini aldatan ve hayız

olduğunda yıkanmayan ve bu yüzden azaba çarptırılmış bir kadındı.

Yarasa, halkın hurmalarını çaldığı için hayvana dönüştürülme

cezasına çarptırılmış bir kişi idi. Maymunlar ve domuzlar,

İsrailoğulları arasında Cumartesi Yasağını çiğnemiş olan bir topluluktu.

Cirris [bir çeşit balık veya yılan balığı] ve keler,

İsrailoğullarından bir gruptu. Bunlar İsa Peygambere indirilen sofraya

inanmadıkları için şaşkınlığa maruz bırakıldılar ve bu şaşkınlığın

sonunda bir bölümü denize ve diğer bir bölümü karaya düştü.

Fare, fasık bir kadın, akrep dedikoducu bir kadındı. Ayı, tilki ve arı,

sattıkları etleri eksik tartan kasaplardı." [Füru-i Kâfi, c.6, s.246, h:14]

Bu rivayet, daha önceki iki rivayetle çelişmez. Çünkü bazıları

domuz, diğer bazıları cirris [bir çeşit balık veya yılan balığı] ve keler

şeklinde olma azabına çarptırılmış olabilirler. Yalnız bu rivayette

tartışma konusu edilebilecek başka bir nokta var ki, bu da Cumartesi

Yasağını çiğneyen İsrailoğullarının maymuna ve domuza

dönüştürülmeleri yolundaki açıklamadır. Oysa hem inceleme konumuz

olan ayet, hem de A'râf suresindeki bunun benzeri olan

 

332 ........................................... El-Mîzân Fî Tefsîr'il-Kur'ân – c.6

 

ayet, onların maymuna dönüştürüldüklerini ve başka bir hayvana

dönüştürülmüş olmalarına ihtimal vermediğini bildiriyor. Yine de

doğrusunu Allah herkesten daha iyi bilir.