next page

back page

 

13- ebu basır şöyle der: İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “talut’un ashabı bir nehirle imtihan olunmuş ve allah onlar hakkında “sizleri bir nehir ile deneyeceğiz.”(208) buyurmuştu. kaim aleyhisselam’ın ashabı da tıpkı onun gibi imtihan olunacaklar.”

(21. bölüm)


Kaİm aleyhİsselam’ın zuhurundan önce ve sonra Şİa’nin durumu hakkinda


 

1- İbrahim bin abdülhamid’in nakline göre İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “kaim aleyhisselam zuhur ettiğinde kendisini onun ashabından sayanlar ondan ayrılacak, güneş ve ay gibi şeylere tapanlar ise onun ehlinden olacaklar.”

2- hariz’in İmam caferi sadık aleyhisselam’dan, onun ise babasından naklettiğine göre İmam zeynelabidin aleyhisselam şöyle buyurdu: “kaim aleyhisselam zuhur ettiğinde allah müminlerin zaafını giderecek ve onlara yeniden güç kazandıracak.”

3- habbet-il ûranı’den naklolunduğuna göre emirülmüminin aleyhisselam şöyle buyurdu: “ben şiilerimi kufe mescidinde görür gibiyim; çadır kurmuşlar ve kur’anı tıpkı nazil olduğu gibi halka öğretiyorlar. ama kaim’imiz kıyam ettiğinde onu (kufe mescidi) yıkacak ve kiblesini düzeltecek.”

4- ali bin ukbe bin halid şöyle der: İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “ben ali’nin şiilerini görür gibiyim ellerindeki kur’an’larla halka yeni baştan kur’an öğretiyorlar.”

5- esbağ bin nebate şöyle der: emirülmüminin aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “küfe mescidinde çadır kurmuş olan acemlerin, kur’anı tıpkı nazil olduğu gibi halka öğrettiklerini görüyor gibiyim.” dediler ki: ey emirülmüminin! kur’an nazil olduğu gibi değil midir? Şöyle buyurdu: “kureyş’ten yetmiş kişinin adı ve babalarının adı silindi. yalnız ebu leheb’in adı peygamberimizin adına leke sürmek için korundu. çünkü o, peygamberin amcasıdır.”(209)

6- cafer bin yahya’nın babasından naklettiğine göre İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “kaim aleyhisselam’ın ashabı küfe mescidinde çadırlar kurup yeni bir misal (kur’an) çıkardıklarında ne yapacaksınız? bu öyle yeni bir olaydır ki araplara çok şiddetli ve zor gelecektir.”

7- ebu sabbahî kenani şöyle der: ben İmam caferi sadık aleyhisselam’ın yanında iken yaşlı bir adam onun huzuruna çıkarak şöyle arzetti: oğlum bana karşı çıktı, kardeşlerim de bana eziyet ve cefa ettiler. İmam şöyle buyurdu: “hakka ait bir devlet ve batıla ait bir devlet olacağını bilmiyor musun? bunların her biri diğerinin devletinde zelil olur. herkim batıl devlette iken refaha ulaşırsa, hakk devlette onun intikamı alınacaktır.”

8- İmam caferi sadık aleyhisselam’ın oğlu muhammed’in nakline göre İmam aleyhisselam şöyle buyurdu: “kaim aleyhisselam kıyam ettiğinde her memlekete bir sefir gönderecek ve her bir sefire şöyle buyuracak. “senin ahdin elindedir. anlamadığın bir durumla karşılaşır ve hüküm vermekte zorlanırsan eline bak ve elinde yazan uygula.” Şöyle buyurdu: daha sonra bir orduyu kostantiniye (İstanbul’a) gönderecek. ordu haliç’e vardığında ayaklarına birşeyler yazarak suyun üzerinde yürüyecekler. onların suyun üzerinde yürüdüklerini görer rum’lar şöyle diyecekler: eğer mehdi’nin ashabı suyun üzerinde yürüyebiliyorlarsa kendisi nasıldır acaba? sonra da şehirin kapılarını mehdi aleyhisselam’ın ashabına açacaklar. onlar da şehire girecek istedikleri gibi hüküm verecekler.”

9- abân bin tağlib şöyle der: İmam caferi sadık aleyhissalam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “kıyamet kopmadan önce bir münadi gökten şöyle nida edecek: “ey hakk ehli! hepiniz biraraya toplanın.” onlar da bir sırada toplanacaklar. sonra bir kez daha şöyle nida edecek: “ey batıl ehli! hepiniz biraraya toplanın”. onlar da bir sırada toplanacaklar. Şöyle arzettim: peki onlar birbirlerinin saflarına girebilecekler mi? Şöyle buyurdu: “hayır, vallahi! İşte bu allah azze ve celle’nin şu buyruğudur. “müminlerin sizlerin inandığınıza doğru gitmelerini allah engelleyecek ta ki sonunda kötülerle iyiler birbirinden ayrılacaklar.”(210)

10- ebu basir şöyle der: İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: “sizler kaim aleyhisselam’ın zuhuruna bir ok ile de olsa hazırlanın. allah böyle bir niyete sahip gördüğü kimsenin olduğunu ömrünü uzatacak, böylece o kimse onun ashabı ve yardımcılarından olacak.”

22. bölüm


“Kaİm aleyhİsselam’ın yenİ bİr davet başlatacağı ve İslamin başlangıçta garİp olduğu gİbİ garİp olarak gerİ döneceğİne daİr.”
 


 

1- ebu basir’in kamil’den naklettiğine göre İmam muhammed bakır aleyhisselam şöyle buyurdu:

“Şüphesiz kaim’imiz kıyam ettiğinde tıpkı resulullah sallallahu aleyhi ve alih gibi halkı yeni bir şeye davet edecek. İslam garip başladı ve garip olarak geri dönecek. ve ne mutlu gariplere.”

2- ebu basir’den:

İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu:

“İslam garip olarak zuhur etti ve tıpkı başladığı gibi dönerken de garip olarak dönecek. öyleyse ne mutlu gariplere.”

Şöyle arzettim: allah durumunuzu ıslah etsin. bunu bana açıklarmısın?

Şöyle buyurdu: “bizden olan davetçi tıpkı resulullah sallallahu aleyhi ve alih gibi yeni bir davete çağıracak.”

aynı hadis hüseyn bin muhtar sendi ile de naklolunmuştur.

3- maliki ceheni şöyle der: İmam caferi sadık aleyhisselam’a şöyle arzettim: bizler bu emrin sahibini halkın hiçbirinde bulunmayan sıfatlarla vasıflandırıyoruz. Şöyle buyurdu: “sizlerin buna gücünüz yetmez. öyle ki kendi (devletinin) vasıflarını o sizlere delil olarak getirecek ve sizleri o (devlete) davet edecek.”

4- sa’d bin ebu amr’ın nakline göre İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu:

“doğrusu İslam garip olarak zuhur etti ve başladığı gibi garip olarak geri dönecek. öyleyse ne mutlu gariplere.”

5- ebu basir şöyle der. İmam caferi sadık aleyhisselam’dan emirülmüminin aleyhisselam’ın “İslam garip olarak zuhur etti ve garip olarak geri dönecek. öyleyse ne mutlu gariplere” sözünü açıklamasını istediğinde şöyle buyurdu:

“ey ebu muhammed! kaim aleyhisselam kıyam ettiği zaman tıpkı resulullah sallallahu aleyhi ve alih gibi yeni bir davete başlayacak.

ebu basir şöyle der: ayağa kalkıp İmam sadık aleyhisselam’ın başından öpüp şöyle arzettim:

Şehadet ederim ki sen dünyada ve ahirette benim imamımsın. senin dostlarını sever, senin düşmanına düşman olurum.

İmam da “allah sana merhamet etsin diye buyurdu”.

23. bölüm


İmam Kaİm aleyhİsselam’ın yaşı ve İmamet verİldİğİndekİ durumu hakkındakİ rİvayetler


 

1- ebu’l carud şöyle der: İmam muhammed bakır aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “bu emir (kıyam) yaşı en küçük ve zikri en gizli olanımızındır. (aynı hadis ali bin hüseyn adlı bir raviden de rivayet olunmuştur.)

2- ebu basir şöyle der: İmam muhammed bakır veya İmam caferi sadık aleyhisselam’a şöyle arzettim. bu imamet, daha bulûğa ermemiş birine verilebilir mi? Şöyle buyurdu: “böyle olacak.” dedim ki: o zaman ne yapar. Şöyle buyurdu: “ona imameti veren, ona ilim ve kitaplar verecek ve onu kendi başına bırakmayacak.”

3- ebu’l carud şöyle der: İmam muhammed bakır aleyhisselam bana şöyle buyurdu: “bu kıyam ve imamet zikri en gizli olanımız ve yaşı en küçük olanımızda vuku bulacaktır.”

4- İshak bin sabbah’ın nakline göre İmam ali bin musa-er rıza aleyhisselam şöyle buyurdu:

“bu (imamet) zikri (adı) en gizli olana verilecektir.”

! ! ! ! !

ey şia topluluğu. allah sizlere merhamet etsin. sadık imamlarımızın kaim aleyhisselam’ın yası hakkında buyurdukları hadislere dikkat ediniz. İmamet o hazrete verildiğinde yaşı diğer imamlarımıza göre daha az olacaktır. ve önceki imamlarımıza imamet verildiğinde yaşları bu kadar az değildir. sonra şöyle buyuruyorlar: “zikri en gizli olandır.” İmamlarımız onun şahsının geybeti ve gizlenmesinden dolayı adının da gizleneceğine değinmektedirler. İmamlarımızın gaybet gerçekleşmeden önce bu olayları bildirmeleri ve gerçekte de böyle olması sebebiyle allah’ın kalbini açıp da nurlandırdığı ve hidayet edip basiret lüftettiği müminler, kalplerindeki şüphe ve tereddütleri temizlemelidirler. kullarından istediğine rahmetini bağışlayan allah’a hamdolsun. bu kullar allah’ın ve allah velilerinin emrine teslim olmuşlardır, onun ve imamlar aleyhimusselam’ın buyurduklarının haklılığında yakin etmişler, asla tereddüt veya şüpheye kapılmamışlardır.

allah teala hüccetleri olan imamlarımızın-aleyhimusselam-makamını yücelterek başkalarının makamını alçaltmış ve imamların dışındakilerin imamların sözlerine teslim olmalarını böylece sevap kazanıp hidayete ermelerini sağlamış, ayrıca onları reddedenleri de körlüğe ve acı bir azaba itmiştir. bizlere minnet ettiği için yalnız allah’tan sevap dileriz ve bizlere hüsn-ü basiret vererek hidayet ettiği için ona şükrederiz. Şüphesiz biz allah’danız ve ona döneceğiz.”

24. bölüm


İmam Cafer-İ Sadık aleyhİsselam’in oğlu İsmaİl hakkındakİ hadİsler ve kardeşİ İmam Musa-i Kazim aleyhİsselam’ın İmametİ hakkindakİ hadİsler.


 

1- İshak bin ammar-ı seyrefi şöyle der:

kardeşim İsmail bin ammar dinini ve inançlarını İmam caferi sadık aleyhisselam’a sunarak şöyle dedi. Şehadet ediyorum ki allah’tan başka ilah yoktur ve muhammed onun resülüdür. sonra imamların adını tek tek sayıp İmam caferi sadık’tan sonra “ve senden sonra İsmail’in imametine inanıyorum” dedi.

İmam buyurdu ki: “İsmail imam değildir.”

2- feyz bin muhtar şöyle der:

İmam caferi sadık aleyhisselam’a şöyle arzettim: sana feda olayım. zamanın sultanından bir zemin parçası aldım ve onu adamın birine kiraya verdim. ve şöyle bir şart koştum: “allah buraya bereket verirse ürünün yarısı, üçte biri biraz daha azı veya çoğu benim payım olacak.” acaba bu şartım sahih midir?

İmam şöyle buyurdu: “bunun sakıncası yoktur.” oğlu İsmail şöyle arzetti: ey babacağım! unuttun.

İmam şöyle buyurdu: ey oğlum! topraklarımızı kiraya verdiğimiz adamlara da böyle şart koşmadık mı? bu yüzden ben defalarca sana benim yanımda ol dediğim halde sen aksini yapıyorsun.” İsmail de kalkıp dışarı çıktı.

ben şöyle arzettim:

sana feda olayım. neden İsmail sizinle pek oturup kalkmıyor. babandan sonra imametle ilgili şeyler sana verildiği gibi, sen de imameti ona bırakmayacak mısın?

Şöyle buyurdu: ey feyz! İsmail'’n bana olan nisbeti benim babama olan nisbetim gibi değildir.

Şöyle arzettim: sana feda olayım. senden sonra halkın İsmail’e yöneleceğine dair hiç şüphem yoktu. allah sana uzun ömürler versin ama senden sonra kime yönelelim?

İmam bana cevap vermekten kaçındı. ben de onun dizinden öperek şöyle arzettim:

benim yaşlılığıma acı. çünkü cehennem ateşinden korkuyorum. eğer senden önce ölseydim benim için birşey farketmezdi. yalnız senden sonra yaşamaktan korkuyorum.

Şöyle buyurdu: yerinde otur. sonra kalkarak evindeki bir perdeden içeri girdi. sonra şöyle buyurdu: ey feyz! İçeri gir. İçeri girdiğimde namaz kıldığı mekanda namazını bitirmiş ve kibleden dönmüş olarak gördüm. ben de onun önünde oturdum. o sırada içeri ebu’l hasan musai kazım aleyhisselam girdi. o zamanlar o küçük yaştaydı ve elinde bir kamçı vardı. İmam, onu dizine oturttu ve şöyle dedi: anam babam sana feda olsun. bu elindeki kamçı nedir? Şöyle dedi: kardeşim ali’nin yanından geçiyordum. elindeki kamçıyla koyunlara vuruyordu. ben de elinden aldım.” İmam caferi sadık aleyhisselam bana şöyle buyurdu: ey feyz! resulullah’a İbrahim ve musa’nın sahifeleri verildi. o da ali’yi onlara emin olarak karar kılar. sonra ali’de hasan’ı emin kıldı. sonra hasan, kardeşi hüseyn aleyhisselam’ı ona emin kıldı. sonra hüseyn, ali bin hüseyni ona emin kıldı. ali bin hüseyn de muhammed bin ali’yi ona emin kıldı. babam da beni emin kıldı. bu sahifeler benim yanımda idi ve ben de yaşının az olmasına rağmen bu oğlumu ona emin kıldım. Şu an sahifeler onun yanındadır.”

ben imamın ne demek isediğini anladım. Şöyle arzettim: sana feda olayım. bana daha fazla lütufta blun Şöyle buyurdu: ey feyz! babam duasını kabul olması için beni sağ tarafına oturtur ve dua ederdi. ben de amin derdim, böylece duası kabul olurdu. ben de bu oğluma aynı şekilde davranıyorum. dün tam bu yerde sen aklıma geldin ve seni hayırla andım.

feyz şöyle der: sevinçten ağlayarak ona şöyle arzettim: ey efendim! bana daha fazla lütfet. Şöyle buyurdu: babam yolculuğa çıkarken bazen beni de yanında götürürdü. babam devesinin üstünde uyurken devemi ona yaklaştırır ve kolumu ona doğru uzatırdım. bir veya iki mil böylece giderdik o da uykusunu alırdı. benim oğlum da bana aynı şekilde davranmaktadır. arzettim ki: canım sana feda olsun, biraz daha lütufta bulun. Şöyle buyurdu. ey feyz! yakub’un yusuf’ta bulduğu (üstün vasıfları) ben bu oğlumda buluyorum. arzettim ki: ey efendim! biraz daha lütufta bulun. Şöyle buyurdu: bu, dün senin sorduğun imamındır. kalk ve onun imametine biat et. ben de ayağa kalkarak onun elini ve başını öptüm. ve allah’a onun hakkında dua ettim. İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: senin sorduğun o ilk defada bana cevap vermem için izin verilmemişti. Şöyle arzettim: sana feda olayım, artık onun imametini senin dilinden tebliğ etmeme izin verir misin? Şöyle buyurdu: “evet, ailene evlatlarına ve arkadaşlarına bunu anlat.” benim ailem ve evlatlarım ve dostlarımdan ise yunus bin zabyan yanımda idi. ben durumu onlara bildirdiğimde allah’a hamdettiler. o sırada yunus şöyle dedi: hayır vallahi bunu imamın kendisinden duymadıkça kabullenmem. ve süratle evden çıktı, ben de onu takip ettim. eve yaklaştığımızda İmam caferi sadık aleyhisselam bizden önce şöyle buyurdu: yunus! olay feyz’in anlattığı gibidir. sus ve kabul et.” yunus, işittim ve itaat ettim dedi. sonra içeri girdiğimde İmam caferi sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: ey feyz! onu kendinle götür. ben de, emredersin dedim.”

 

 

 

(208)- mübarek “bakara” suresi 249. ayeti şerifeden.

(209)- bu rivayet, Şia inancına aykırıdır; Şia inancına göre kur’an tahrif olunmamıştır. rivayetin senedindeki haris bin hasine mechuldür, sabah bin kaysı mazeni ise zeydidir ve zayıftır. bu yüzden bu rivayete isnad edilmez.

(210)- mübarek “ali İmran” suresi 179. ayeti şerife.

 

next page

back page