next page

back page

 

hz. ali aleyhisselam bunları eleştirmektedir. bunlar allah’ın emrinde acele edenler ve ona teslim olmayanlardır. gaybet onlara göre çok uzamıştır ve onlar zuhuru görmeden ölürler.

ama allah sabır ederek teslim olanlardan istediğini seçer ve korur. İşte onlar müminlerdir. sayıları üçyüzden biraz fazla olan bu ihlaslı insanlar azdır. İmanları güçlü ve yakinleri sahih olduğundan dolayı allah onlara bu görevi verdi. böylece allah’ın velisine yardım edecek ve düşmanlarına karşı cihâd edeceklerdir.

hadislerde de görüldüğü gibi bunları, hz. mehdi’nin yeryüzünde savaşlarda ve adâlet devleti kurulduğunda valileri ve temsilcileridirler. sonra emirülmüminin aleyhisselam buyurdu ki: “resulullahla birlikte bedirde savaşan topluluk (melekler) onlarla birliktedir. ne öldürülürler ne de ölürler.” yani allah azze ve celle hz. mehdiyi ve üçyüzden fazla olan ashabını bedir’deki meleklerle onaylayacaktır. ve o melekler de o hazretin savaşılarında olacaklardır. allah bizleri velisinin rikabında savaşan lâyık insanlardan karar kılsın, bize lâyık olduğumuz şekilde davransın.

! ! ! ! !

5- ebul mürhef der ki: İmam ebu abdullah cafer-i sâdık aleyhisselam şöyle buyurdu: mehâzir (hızlı atlar) helak olurlar. arzettim ki: mehâzir nedir? buyurdu ki: acele edenlerdir.

ve zuhur yakındır diyenler kurtulacaklardır. kalenin hisarları tıpkı bir çivi gibi yerine oturmuştur. eğer birisi size ziyan vermek isterse allah onu mutlaka başka birşeyle meşgul eder. yalnız sizin onlara taarruz etmemeniz şartıyla.”

6- ebu bekr-i hadramî der ki: horasanda siyah bayraklar zuhur ettiğinde ben ve eban, İmam cafer-i sadık aleyhisselam huzuruna çıktık. (bu konuda) ne buyuruyorsun? diye arzedince şöyle buyurdu: evlerinizde oturun. ve biz ehli beyt’ten birinin etrafına toplandığımız gördüğünüzde silahınızla bizim için kıyam edin.”

7- ali bin esbât’ın bazı ricâlden naklettiğine göre İmam ebu abdullah aleyhisselam  şöyle buyurdu: “dilinize sahip çıkın ve evlerinizde oturun. böylece belâler size ulaşmaz ve halka ulaşır. zeydiler belaların karşısında size siper olacaklardır.”

8- abdurrahmân bin kesîr der ki: birgün İmam cafer-i sadık aleyhisselam’ın yanında idim ve onun yanında mihzem-i esedi oturmuştu. o, allah beni sana feda etsin! bu kıyam ne zaman vuku bulacak. bu iş çok uzak, diye arzedince şöyle buyurdu: İsteyenler yalancıdır. acele edenler helâk olur. teslim olanlar ise kurtulur ve bize ulaşırlar.”

9- abdurrahman bin kesîr der ki: “allahın emri geldi. öyleyse artık acele etmeyin.”(131) ayet-i şerifesi hakkında İmam cafer-i sadık aleyhisselam  şöyle buyurdu: “o emir bize aittir. allah bu emri üç tane ordusuyla onaylayana dek acele etmemeyin buyurdu: melekler, müminler ve korku. hz. mehdi’nin zuhuru, resulullah’ın zuhuru gibidir. ve bu allah’ın şu ayetindedir: “tıpkı rabbin seni evinden hak ile zuhur ettirdiği gibi”.(132) 

10- semâa bin mehran, salih bin meysem ve yahyâ bin sâbık’dan nakleder ki İmam muhammad bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “acele edenler helâk olur, (zuhur) yakındır diyenler kurtulur, kalenin hisarları çivi gibi yerde sabittir. hüzünden sonra müthiş bir fetih gelecektir.”

11- ebu hâlid-i kâbulî der ki: İmam ali zeynelâbidin aleyhisselam şöyle buyurdu: “serbest bırakılıp halkla üç kelime konuşmak isterdim. sonra da allah benim hakkımda istediğini yapsaydı. ama sabretmeğe dair allah’la ahdim var.” sonra şu ayeti okudu: “uzun zamandan sonra onun haberini mutlaka öğreneceksiniz.”(133) sonra tekrar allahın şu ayetini okudu: “sizden önce kendilerine kitap verilenlerle allah’a şirk koşanlardan kötü sözler işiteceksiniz, birçok eziyetlere zahmetlere uğrayacaksınız. sabreder ve sakınırsanız şüphesiz bu, hadiselere karşı metanetten sayılır.”(134)

12- ebu tufeyl şöyle der: İmam muhammed bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: İbn-i abbas birisini imam zeynelâbidin aleyhisselam’in yanına gündererek. “ey iman edenler! sabredin, sabrı tavsiye edin ve irtibat kurun.”(135) ayetini sordurdu. İmam zeynelâbidin aleyhisselam gazaplanarak soruyu sorana şöyle buyurdu: “sana emredenin kendisiyle karşılaşmak isterim”. sonra buyurdu ki: bu ayet babamın ve bizim hakkımızda nazil olmuştur. bizlere emrolunan sebat ve karşı durmanın vakti daha gelmemiştir. yakın bir zamanda sebat edip sabrı tavsiye edeneler ve irtibat kuranlar bizim neslimizden geleceklerdir.

ama ibn-i abbas’ın sülbünde cehennem ateşi için yaratılmış bir emanet vardır. yakında bazı kavimleri dalga dalga dinden çıkaracaklar ve âl-i muhammed’in evlatlarından olan nesillerin kanıyla yeryüzünü boyayacaklar ve onlar zamanı gelmeden kıyam edenlerin kanıdır. ve onlar hedeflerine ulaşamayacaklardır. ama iman edenler sebat edip sabrederler ve birbirlerine sabrı tavsiye ederler ta ki allah’ın hükmü gelinceye dek. ve allah hükmedenlerin en hayırlısıdır.”

13- büreyd bin muaviyet-ul İclî der ki: İmam muhammed bâkır aleyhisselam: “sabredin ve sabrı tavsiye edin ve irtibat kurun” ayeti hakkında şöyle buyurdu: farzları yerine getirirken sabredin ve düşmanlarınıza karşı sabrı tavsiye edin ve (beklenen) imamınızla irtibat kurun”.

14- câbir der ki: İmam muhammed bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “biz ehl-i beyt’in kâimi’nin zuhuru tıpkı resulullah’ın (sallallahu aleyhi ve âlih) zuhuru gibidir. ve kâim’in kıyamından önce biz ehl-i beyt’ten ortaya çıkıp kıyam eden, tıpkı yumurtadan vakitsiz çıkıp çocukların oyuncağı olan cüceye benzer.”

15- alâ bin siyâbe der ki: İmam ebu abdullah cafer-i sâdık aleyhisselam şöyle buyurdu: “İçinizden her kim hz. mehdi’nin zuhurunu beklerken ölürse, tıpkı onun çadırındaki şahıs gibidir.”

16- ebu basir der ki: İmam cafer-i sâdık aleyhisselam  birgün şöyle buyurdu: “allah azze ve celle’nin o olmadan hiçbir ameli kabul etmediği şeyi size bildireyim mi? dedim ki: evet. buyurdu ki: allah’tan başka ilah olmadığına ve muhammed’in onun kulu (ve resulü) olduğuna şehadete getirmek allah’ın emrettiklerine ve biz ehl-i beyt’in velâyetine ikrar etmek, biz imamların düşmanlarından berâât etmek ve uzaklaşmak, bize teslim olmak, takvalı olup çaba harcamak, itminan sahibi olmak. ve kâim aleyhisselam’ın zuhurunu beklemek. sonra buyurdu ki: bizim bir devletimiz vardır ki allah istediği zaman onu getirecektir. sonra buyurdu ki: kâim aleyhisselam’ın ashabından olmak isteyenler; onu beklemeli, takva ile amel etmeli ve iyi ahlak sahibi olmalıdır. İşte asıl bekleyen (muntâzır) kimseler onlardır. eğer kâim zuhur etmeden önce ölürlerse, tıpkı onun huzurunda olanın sevabını alırlar. öyleyse çok çaba harcayın ve onu bekleyin, ne mutlu size ey kendilerine rahmet olunan kutlu topluluk.”

17- cabir bin yezîd der ki: İmam muhammed bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “yerler ve gökler sustukça siz de susun -yani kimseye başkaldırmayın- sizin yapmanız gereken gizli birşey değildir. bu halktan değil de allah azze ve celle’den gelen bir ayet değil midir? bu güneşten daha aydınlık bir olay değil midir? ki hep takvalı olan hem de fâcir olan bunu bilir. siz sabah nedir bilir misiniz? doğrusu (zuhur) sabah gibidir ve onda hiç gizlilik yoktur.”

! ! ! ! !

İmamlarımızın bu uyarılarına ve emirlerine dikkat edin ve onların zuhuru nasıl sabırla beklediklerini iyice müşahede edin. onlar acele edenlerin ve sabırsızların helâk olduğunu ve onu arzulayanların yalancı olduklarını ve teslim olanların ise kurtulacaklarını buyurmaktadırlar. sabredip sebat edenleri övüyorlar ve sebat edenleri tıpkı sağlam temellere oturmuş kalelere benzetiyorlar. öyleyse onların edebi ile edeplenin ve onların emrine uyun, onların sözlerine teslim olun, onların siretinden öne geçmeyin, heva ve hevese kapılanlardan, hidayetten ve nurdan çıkıp dünya hırsına kapılanlardan olamayın. allah bizleri ve sizi fitnelerden korunanlardan karar kılsın ve bizleri ve sizi hüsn-i basiret sahibi kılsın ve bizleri ve sizi onun rızasına ulaştıran yolda yürümeye muvaffak kılsın. kendi minneti ve ihsâni ile bizi hayırlı ve hâlis kılsın.

12. bölüm


Şİİlerİn gaybet zamaninda İmtİhan olunup dağılacakları ve İmamlar aleyhİmusselam’in emİrlerİne gerçek manada çok az İnsanin uyacaıina dâİr rİvayetler


 

1- ali bin riâb der ki: İmam ebu abdullah cafer-i sadık aleyhisselam şöyle buyurdu: osman’ın öldürülmesinden sonra emirülmüninin ali aleyhisselam’a biat edilince minbere çıkarak bir hutbe okudu ve şöyle buyurdu: “allah’ın resulullahı -sallallahu aleyhi ve alih- peygamberliğe gönderdiği gündeki musibetinize benzeyen musibet tekrar size dönmüştür. ve onu hak üzerine gönderen allaha andolsun ki, mutlaka imtihana tâbi tutulacak ve tasfiye olunacaksınız öyle ki en alcağınız en üstün olacak, en üstününüz de en aşağıya düşecek. önceden geride kalanlarınız ileriye geçecek, ileriye gidenleriniz ve öne geçenleriniz ise geride kalacak. allah’a andolsun ki hiçbir alâmeti saklamadım ve asla yalan söylemedim. daha önceden bu makam bana verilmiş ve bu günün haberi (peygamber tarafından) bana bildirmiştir.”

2- muammer bin hallâd der ki: İmam musa kâzım aleyhisselam şöyle buyurdu: “elif lâm mim. halk iman ettik dedikten sonra kendi başlarına bırakılıp imtihana (fıtneye) tabi tutulmayacaklarını mı zannederler.”(136)

sonra bana buyurdu ki: fitne (imtihan) nedir bilir misin? arzettim ki: sana fedâ olayım. bize göre fitne din konusundadır. buyurdu ki: eleneceksiniz, tıpkı altının elendiği gibi. ve tıpkı altın gibi ayıklanıp sâf olacaksınız.”

3- süleyman bin salih’in bazı ricâlden naklettiğine göre imam ebu cafer muhammed bâkır aleyhisselam şöyle buyurdu: “doğrusu sizin (ehl-i beyt konusundaki) sözlerinizden birçok kalpler çekinir. (onlara bir nebze söyleyin) eğer kabul ederse biraz daha ekleyin, eğer inkâr ederse onu(n peşini) bırakın. doğrusu öyle fitneler (imtihanlar) olacak ki bütün yakınlarımız ve uzaklarımız(137) onda dökülecekler. hatta bir kılı ikiye yaran dahi imtihanı kaybedecek, sonunda biz ve şiilerimizden başka hiçkimse kalmayacak.”

4- abdullah bin hammâd hicri 220 de ricalden birinden nakledir ki İmam ebu abdullah cafer-i sadık aleyhisselam’ın yanına gelen bazı ashabı şöyle arzetti: sana fedâ olayım! ben seni seviyorum ve seni sevenleri seviyorum. ey efendim, şiileriniz ne kadar da çoktur. ona buyurdu ki: ne kadardır onlar? çoktur, diye arzedince şöyle buyurdu: sayabilir misin? arzetti ki: onlar saymakla bitmez.

İmam aleyhisselam ise şöyle buyurdu: eğer üçyüz on(üç) kişi diye vasfolunanlar tamamlansaydı istediğiniz (kıyam) gercekleşirdir. ama şiilerimizin sesleri kulaklarını aşmaz. ve gazabı bedenini aşmaz (yani gazabıyla başkalarına zarar vermez) açıkca bizi methetmez. bize düşman olanla açıkça mücadele etmez. bizim aybımızı arayanla oturmaz. bize küfredenlerle oturmaz. bize buğzedenleri sevmez, bizi sevenlere buğzetmez.

arzettim ki: peki biz şii olduğunu iddia eden bu halk yığınlarıyla ne yapabiliriz? buyurdu ki: “onlar temizlenecekler, imtihan olunacaklar, değişecekler. onları fani edecek yıllar gelecek ve onları öldüren kılıçlar (gelecek) ve onları helak edecek olan ihtilaflar (gelecek).

doğrusu bizim şiilerimiz köpek gibi havlamaz. kargalar gibi tamahlanmaz, açlıktan ölse dahi elini halka açmaz.” arzettim ki: peki senin sıfatlarını saydığın bu şiileri, ben nerede bulabilirim? buyurdu ki: “onları yeryüzünün kenarlarında ara. onların yaşantıları sadedir, evleri sırtlarındadır, eğer hazır olsalar tanınmazlar, eğer kaybolsalar aranmazlar, hasta olsalar kimse onların ziyaretine gelmez, eğer evlenmek isteseler kimse onlara gelmez. eğer ölseler cenazelerine kimse katılmaz. onlar mallarını aralarında eşit olarak paylaşırlar ve birbirlerini kabirlerinde ziyaret ederler, ayrı şehirlerde olsalar dahi istekleri rep aynıdır.”(138)

5- mihzem-i esedi der ki: İmam ebu abdullah şöyle buyurdu: (aynı hadisi nakleder yalnız orada şu cümlelerde mevcuttur.) eğer bir mümini görürlerse ona ikramda bulunurlar, eğer bir münafık görseler onu kovarlar, ölüm yaklaştığında şikayette bulunmazlar, birbirlerini kabirde ziyaret ederler...”

6- ebu basir der ki: İmam ebu abdullah aleyhisselam şöyle buyurdu: “araplardan kâim aleyissselam’la birlikte olan çok az adam olacaktır.” ona arzettiler ki: onlardan kaim’e yardım iddiasında bulunan birçokları vardır. buyurdu ki: “halk mutlaka tasfiye olunacaktır. temizlenecek ve elekten geçirileceklerdir. elekten birçok halk elenecektir.”

7- abdullah bin ebu yâfûr der ki: İmam ebu abdullah cafer-i sadık aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “yaklaşan fitneden dolayı arapların isyankârlarına eyvahlar olsun.” arzettim ki: sana fedâ olayım, araplardan kâim aleyhisselam ile birlikte kaç kişi olacaktır? “çok az” diye buyurunca şöyle arzettim: allaha andolsun ki onlardan hz. mehdiye yardım edeceğini iddia eden çok adam vardır.

buyurdu ki: “halk mutlaka tasfiye olunacaktır. temizlenecek ve elekten geçirileceklerdir. elekte birçok halk elenecektir.”

aynı hadisi şeyhimiz kuleyni (r.a) de nakleder.

8- abu basîr der ki: İmam muhammed bâkır aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “vallahi tasfiye olacaksınız, vallahı temizleneceksiniz, vallahi eleneceksiniz. tıpkı buğdayın diğer zararlı bitkilerden elenip ayıklandığı gibi eleneceksiniz”.

9- amîre bint-i nufeyl der ki: İmam hüseyn aleyhisselam’ın şöyle buyurduğunu duydum: “sizler birbirinizden berî (uzak) olduğunuzu söylemedikçe, birbirinizin yüzüne tükürmedikçe birbirinizi tekfir etmedikçe ve birbirinize lânet okumadıkça beklediğiniz (hz. mehdi’nin zuhuru) vuku bulmayacaktır. arzettim ki: öyleyse o zamanda hiçbir hayr yoktur. buyurdu ki: “hayrın hepsi o zamandadır. kâim’imiz kıyam edecek ve bunların hepsini ortadan kaldıracaktır.”

 

 

 

(131)- mübarek “nahl” süresi 1. ayet-i şerife.

(132)- mübarek “enfâl” süresi 5. ayet-i şerife.

(133)- mübarek “sâd” süresi 88. ayet-i şerife.

(134)- mübarek “âli İmrân” süresi 186. ayet-i şerife.

(135)- mübarek “âl-i imrân” suresi 200. ayet-i şerife.

(136)- mübarek “ankebut” süresi 1-2. ayet-i şerife.

(137)- yani ehli beytin sırlarını taşıyan alimler dahi bu fitnelerden korunamayacaklardır.

(138)- İmamlarımızın zamanında bu gibi vasıflar şiilerde gerçekten mevcutidi. yalnız zamanın ilerlemesiyle şii toplumunda bu gibi konularda önemli gelişmeler görülmüştür. (ç.)

 

next page

back page